1356- Yolcu, Mescid-i Haram'da, Mescid-i
Nebevî'de ve Küfe Mescidi'nde namazı tam kılabilir. Ama önceden bu mescitlerden
olmadığı hâlde sonradan bu mescitlere ilave edilmiş kısımlarda namaz kılmak
isterse, tam olarak kılınan namazın sahih olması, en güçlü görüş olsa da,
seferî olarak kılması müstehap ihtiyattır. Yine yolcu, şehitler efendisi
Hazret-i Hüseyin'in (ona selâm olsun) hareminde ve eyvanında hatta haremine
bitişik mescitte namazı tam kılabilir.
1357- Yolcu olduğunu ve namazı seferî olarak
kılması gerektiğini bilen bir kimse, önceki hükümde açıklanan dört mekan
dışında namazını kasten tam kılarsa, namazı batıldır. Yine, eğer [hükmü yani]
yolcunun namazı seferî kılması gerektiğini unutarak tam kılarsa, iade
etmelidir. Vakit geçtikten sonra hatırlarsa, farz ihtiyat gereği namazı kaza
etmelidir.
1358- Yolcu olduğunu ve namazı seferî kılması
gerektiğini bilen bir kimse, [yolcu olduğunu] unutarak dikkat etmeden âdeti
üzerine tam kılarsa, namazı batıldır. Yine yolcunun hükmünü ve kendisinin yolcu
olduğunu u-nutursa, vakit müsait olduğu takdirde, namazı iade etmelidir. Hatta
eğer vakit geçmişse, farz ihtiyat gereği kaza etmelidir.
1359- Yolcu, namazını seferî olarak kılması
gerektiğini bilmeyerek tam kılarsa, namazı sahihtir.
1360- Namazların seferî kılınması gerektiğini
bilen bir yolcu, eğer onun özelliklerinden bazısını bilmezse, meselâ sekiz
fersahlık yolda seferî kılınması gerektiğini bilmez ve tam kılarsa, vakit
olduğu takdirde seferî kılmalıdır. Vakit geçmiş ise, seferî olarak kaza
etmelidir.
1361- Namazını seferî kılması gerektiğini bilen
bir yolcu, yolunun sekiz fersahtan az olduğunu sanarak tam kılarsa, yolun sekiz
fersah olduğunu anladığı zaman tam kıldığı namazı, tekrar seferî kılmalıdır.
Eğer vakit geçmiş ise, seferî olarak kaza etmelidir.
1362- Yolcu olduğunu unutarak namazı tam
kılarsa, eğer vakit içinde hatırlarsa, seferî olarak yerine getirmelidir. Vakit
geçtikten sonra hatırlarsa, o namazın kazası farz değildir.
1363- Namazı tam kılması gereken bir kimse
seferî kılarsa, her hâlükârda namazı batıldır.
1364- Dört rekâtlı bir namazı kılarken yolcu
olduğunu veya yolculuğunun sekiz fersah olduğunu anlarsa, üçüncü rekâtın
rükûsuna gitmemişse, namazı iki rekât olarak tamamlamalıdır. Eğer üçüncü
rekâtın rükûsuna gitmişse, na-mazı batıldır. Bir rekât namaz kılınabilecek
kadar vakit kalsa da, namazı seferî kılmalıdır.
1365- Eğer yolcu seferî namazın bazı hükümlerini
bilmiyorsa, meselâ, dört fersahlık bir yola gidip o gün veya o gece [yani on
gün kalmadan] geri döndüğü takdirde namazı seferî kılması gerektiğini bilmezse,
dört rekât niyetiyle namaza başlar ve üçüncü rekâtın rükûsundan önce hükmü
anlarsa, namazı iki rekât olarak tamamlamalıdır. Eğer rükûda anlarsa namazı
batıldır. Bir rekâta yetecek kadar vakit kalsa bile, namazı seferî olarak
kılmalıdır.
1366- Namazı tam kılması gereken bir yolcu,
hükmü bilmemesi yüzünden iki rekât niyetiyle namaza başlar ve namazdayken hükmü
anlarsa, namazı dört rekât olarak tamamlamalıdır. Namazı tamamladıktan sonra,
aynı namazı dört rekât olarak yeniden kılması, müstehap ihtiyattır.
1367- Namazını kılmamış bir yolcu, vakit
geçmeden önce vatana veya on gün ikamet etmeği kastettiği bir yere ulaşırsa,
namazı tam kılmalıdır. Yolcu olmayan bir kimse de vaktin evvelinde namaz
kılmayıp yola çıkarsa, yolda namazını seferî kılmalıdır.
1368- Yolculukta iken seferî kılınması gereken
öğle, ikindi, yatsı gibi namazlar kazaya bırakılırsa, onları yolculukta
değilken bile kaza etmek isterse, iki rekât olarak yerine getirmelidir. Yolcu
olmayan bir kimse, bu üç namazdan birini kazaya bırakırsa, yolculukta bile olsa
dört rekât olarak kaza etmelidir.
1369- Yolcunun, seferî kıldığı her namazdan
sonra otuz defa "Subhanellahi ve'l-hemdu lillahi ve la ilâhe
illellahu vel-lahu ekber" demesi müstehaptır. Öğle, ikindi ve yatsı
namazlarının ardından okunması özellikle tavsiye edilmiştir. Hatta bu üç
namazdan sonra altmış defa söylemek, daha iyidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder