20 Temmuz 2012 Cuma

YOLCUYLA İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER


1356- Yolcu, Mescid-i Haram'da, Mescid-i Nebevî'de ve Küfe Mescidi'nde namazı tam kılabilir. Ama önceden bu mescitlerden olmadığı hâlde sonradan bu mescitlere ilave edilmiş kısımlarda namaz kılmak isterse, tam olarak kılınan namazın sahih olması, en güçlü görüş olsa da, seferî olarak kılması müstehap ihtiyattır. Yine yolcu, şehitler efendisi Hazret-i Hüseyin'in (ona selâm olsun) hareminde ve eyvanında hatta haremine bitişik mescitte namazı tam kılabilir.
1357- Yolcu olduğunu ve namazı seferî olarak kılması gerektiğini bilen bir kimse, önceki hükümde açıklanan dört mekan dışında namazını kasten tam kılarsa, namazı batıldır. Yine, eğer [hükmü yani] yolcunun namazı seferî kılması gerektiğini unutarak tam kılarsa, iade etmelidir. Vakit geçtikten sonra hatırlarsa, farz ihtiyat gereği namazı kaza etmelidir.
1358- Yolcu olduğunu ve namazı seferî kılması gerektiğini bilen bir kimse, [yolcu olduğunu] unutarak dikkat etmeden âdeti üzerine tam kılarsa, namazı batıldır. Yine yolcunun hükmünü ve kendisinin yolcu olduğunu u-nutursa, vakit müsait olduğu takdirde, namazı iade etmelidir. Hatta eğer vakit geçmişse, farz ihtiyat gereği kaza etmelidir.
1359- Yolcu, namazını seferî olarak kılması gerektiğini bilmeyerek tam kılarsa, namazı sahihtir.
1360- Namazların seferî kılınması gerektiğini bilen bir yolcu, eğer onun özelliklerinden bazısını bilmezse, meselâ sekiz fersahlık yolda seferî kılınması gerektiğini bilmez ve tam kılarsa, vakit olduğu takdirde seferî kılmalıdır. Vakit geçmiş ise, seferî olarak kaza etmelidir.
1361- Namazını seferî kılması gerektiğini bilen bir yolcu, yolunun sekiz fersahtan az olduğunu sanarak tam kılarsa, yolun sekiz fersah olduğunu anladığı zaman tam kıldığı namazı, tekrar seferî kılmalıdır. Eğer vakit geçmiş ise, seferî olarak kaza etmelidir.
1362- Yolcu olduğunu unutarak namazı tam kılarsa, eğer vakit içinde hatırlarsa, seferî olarak yerine getirmelidir. Vakit geçtikten sonra hatırlarsa, o namazın kazası farz değildir.
1363- Namazı tam kılması gereken bir kimse seferî kılarsa, her hâlükârda namazı batıldır.
1364- Dört rekâtlı bir namazı kılarken yolcu olduğunu veya yolculuğunun sekiz fersah olduğunu anlarsa, üçüncü rekâtın rükûsuna gitmemişse, namazı iki rekât olarak tamamlamalıdır. Eğer üçüncü rekâtın rükûsuna gitmişse, na-mazı batıldır. Bir rekât namaz kılınabilecek kadar vakit kalsa da, namazı seferî kılmalıdır.
1365- Eğer yolcu seferî namazın bazı hükümlerini bilmiyorsa, meselâ, dört fersahlık bir yola gidip o gün veya o gece [yani on gün kalmadan] geri döndüğü takdirde namazı seferî kılması gerektiğini bilmezse, dört rekât niyetiyle namaza başlar ve üçüncü rekâtın rükûsundan önce hükmü anlarsa, namazı iki rekât olarak tamamlamalıdır. Eğer rükûda anlarsa namazı batıldır. Bir rekâta yetecek kadar vakit kalsa bile, namazı seferî olarak kılmalıdır.
1366- Namazı tam kılması gereken bir yolcu, hükmü bilmemesi yüzünden iki rekât niyetiyle namaza başlar ve namazdayken hükmü anlarsa, namazı dört rekât olarak tamamlamalıdır. Namazı tamamladıktan sonra, aynı namazı dört rekât olarak yeniden kılması, müstehap ihtiyattır.
1367- Namazını kılmamış bir yolcu, vakit geçmeden önce vatana veya on gün ikamet etmeği kastettiği bir yere ulaşırsa, namazı tam kılmalıdır. Yolcu olmayan bir kimse de vaktin evvelinde namaz kılmayıp yola çıkarsa, yolda namazını seferî kılmalıdır.
1368- Yolculukta iken seferî kılınması gereken öğle, ikindi, yatsı gibi namazlar kazaya bırakılırsa, onları yolculukta değilken bile kaza etmek isterse, iki rekât olarak yerine getirmelidir. Yolcu olmayan bir kimse, bu üç namazdan birini kazaya bırakırsa, yolculukta bile olsa dört rekât olarak kaza etmelidir.
1369- Yolcunun, seferî kıldığı her namazdan sonra otuz defa "Subhanellahi ve'l-hemdu lillahi ve la ilâhe illellahu vel-lahu ekber" demesi müstehaptır. Öğle, ikindi ve yatsı namazlarının ardından okunması özellikle tavsiye edilmiştir. Hatta bu üç namazdan sonra altmış defa söylemek, daha iyidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder