19 Temmuz 2012 Perşembe

ZEKÂTIN FARZ OLMASINDA GEREKEN ŞARTLAR


1855- Bir kimseye zekât farz olması için, zekât verecek kimsenin bulûğ çağına ermesi, akılı, hür ve malında tasarruf edebilir olması ve malın daha sonra açıklayacağımız nisap[71][71] miktarına ulaşması gerekir.
1856- [Altın, gümüş, deve, koyun ve sığıra zekât gerekmesi için bunların üzerinden tam bir yıl geçmiş olmalıdır. Dolayısıyla] bir kimse on iki ay sığır, koyun, deve, altın ve gümüşe sahip olduktan sonra onların zekâtını vermelidir. Fakat on ikinci ayın başından itibaren malı telef olacak bir şekilde kullanamaz; eğer öyle bir kullanımda bulunursa zâmindir; o maldan zekât ödemesi gerekir. Ama on i-kinci ayda, elinde olmayan sebepler yüzünden zekâtın şartlarından bazıları yok olursa, onun üzerine zekât farz olmaz.
1857- Sığır, koyun, deve, altın ve gümüşe sahip olan kimse, çocuk olur ve yılın ortasında bulûğ çağına erirse, bu mallardan zekât vermesi gerekmez.
1858- Buğdayla arpanın zekâtı, onlara buğday ve arpa denildiği vakit ancak farz olur. Kuru üzümün zekâtı, ihtiyat gereği koruk olduğu zaman, hurmanın zekâtı ise ona "temr" denecek kadar kuruduğu zaman farz olur. Fakat buğdayla arpanın zekâtının verilme zamanı, onların harmanlanıp sa-mandan ayrıldığı vakittir, hurma ve kuru üzümünki ise kurumalarından sonradır.
1859- Önceki hükümde açıkladığımız üzere buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmanın zekâtı farz olduğu zaman, eğer zekât verecek kimse baliğ olursa, zekât vermek ona farzdır [aksi takdirde farz değildir].
1860- Sığır, koyun, deve, altın ve gümüş sahibi deli olur ve bu deliliği bir yıl boyunca devam ederse, zekât vermek ona farz olmaz. Ama bir kimse, yılın bir kısmında deli olur fakat sonraları aynı yılın içinde iyileşirse, eğer deliliği halkın; "Yıl boyunca akıllıydı." diyeceği kadar az olursa, ihtiyat gereği zekât vermek ona farzdır.
1861- Sığır, koyun, deve, altın ve gümüş sahibi bir kimse, yılın bir kısmında sarhoş olur veya bayılırsa, zekât ondan düşmez. Buğday, arpa, hurma ve kuru üzümün zekâtının farz olma zamanındaki sarhoşluk veya baygınlık hâli de, zekât verme mükellefiyetine engel değildir.
1862- Kendi malı olduğu hâlde, faydalanılması mümkün olmayacak bir şekilde gasp edilen malın zekâtı yoktur. Yine gasp olunan ziraatın zekâtı, gasp eden kimsenin elinde bulunduğu zaman farz olursa, tekrar sahibinin eline geçince zekâta tâbi olmaz.
1863- Bir kimse, altın, gümüş veya zekâtını vermek farz olan herhangi bir malı borç olarak alırsa, üzerinden bir yıl zaman geçmesine rağmen bu mal elinde mevcut bulunursa, zekâtını vermesi gerekir; borç veren kimsenin üzerine bir şey farz olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder