1912- Sığırın iki nisabı vardır:
1) Otuz tane olmasıdır. Sığırın sayısı otuza ulaşır ve diğer
şartlara da haiz olursa, zekât olarak iki yaşına girmiş bir buzağı verilir.
2) Kırk sığıra ulaşmasıdır. Bunun zekâtı ise üç yaşına
girmiş dişi bir buzağıdır. Otuzla kırk arasında kalan sığırlar için zekât farz
değildir. Meselâ, otuz dokuz tane sığırı olan kimse, bunlardan otuz tanesinin
zekâtını verir. Yine kırktan fazla olup, altmışa ulaşmayan sığırlardan da
yalnızca kırk tanesinin zekâtını verir; altmışa ulaşınca da, birinci nisabın
iki katı olduğundan dolayı zekât olarak iki yaşına girmiş iki buzağı
vermelidir. Böylece altmıştan sonra her ne kadar çoğalırsa çoğalsın ya otuzda
bir olarak hesap edilmeli veya kırkta bir üzerinden hesaplanır ya da her iki
işlem yapılarak, otuzda bir ile kırkta birin her ikisiyle hesap edilmeli ve
önceden açıkladığımız şekilde zekâtları verilmelidir. Ancak bu işlem, hiç bir
sığırı sayı dışı bırakmayacak şekilde yapılmalıdır; eğer hesaptan bir şey
artacak olursa da dokuz taneyi aşmamalıdır. Meselâ, yetmiş tane sığırı olan bir
kimse, otuzda bir ile kırkta bir üzerinden hesaplayarak otuz sığır için iki
yaşına girmiş bir buzağı ve kırk sığır için de üç yaşına girmiş dişi bir buzağı
zekât vermelidir. Çünkü yalnız otuzda bir olarak hesap edecek olursa, zekâtı
verilmeyen sığırın sayısı on tane olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder