1390- Baba, namaz ve orucunu yerine getirmemiş
olursa, Allah'ın emrine itaatsizlikten terk etmeyip kaza edebilecek hâlde imişse,
ölümünden sonra büyük oğla onları kaza etmesi veya başkasını bu iş için ecîr
tutması farzdır. Allah'ın emrine itaatsizlikten bile terk etmiş olsa, yine
büyük oğul aynı şekilde amel etmelidir. Babasının yolculukta tutmadığı
oruçları, kazasını tutmaya gücü yetmemiş olsa bile, büyük oğlun kaza etmesi
veya onun için bir ecîr tutması farzdır.
1391- Büyük oğul babasının kaza namazı ve orucu
olup olmadığından şüphe ederse, üzerine bir şey farz olmaz.
1392- Büyük oğul babasının kaza namazı olduğunu
bilir; ancak babasının yerine getirip getirmediğinden şüphe ederse, farz
ihtiyat gereği, kaza etmelidir.
1393- Hangisinin büyük oğul olduğu bilinmezse,
babanın namaz ve orucunu kaza etmek oğullarından hiç birisinin üzerine farz
olmaz. Fakat babalarının namaz ve oruçlarını kendi aralarında bölmeleri veya
onları yerine getirmek için kur'a çekmeleri, müstehap ihtiyattır.
1394- Ölen kimse namaz ve orucunun kazası için
ecîr (=ücret karşılığı naip) tutulmasını
vasiyet etmiş olur ve ecîr de onları sahih bir şekilde yerine getirirse, artık
büyük oğla bir şey farz olmaz.
1395- Büyük oğul babasının namazlarını kılmak
isterse, kendi teklifine göre amel etmelidir. Meselâ, sabah, akşam ve yatsı
namazlarının kazasını sesli kılmalıdır.
1396- Kendisinin kaza namazı ve orucu bulunan
bir kimseye, babasının namaz ve orucu da farz olursa, hangisini önce yerine
getirirse sahihtir.
1397- Büyük oğul babasının ölümü zamanında bulûğ
çağına ermemiş veya deli olursa, baliğ olduğu veya aklı ba-şına geldiği vakit,
babasının namaz ve orucunu kaza etmelidir. Eğer baliğ olmadan veya akıllanmadan
ölürse, ikinci oğla bir şey farz olmaz.
1398- Büyük oğul babasının namaz ve orucunu kaza
etmeden ölürse, ikinci oğla bir şey farz olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder