Yedi yerde abdest ve gusül yerine teyemmüm edilmelidir:
Teyemmümü Mubah Kılan Birinci Durum
Abdest veya gusle yetecek kadar suyun temin edilmesinin
mümkün olmaması.
648- İnsan bayındır yerlerde, abdest ve gusül
suyu bulmak için ümitsizliğe kapılıncaya kadar aramalıdır. Çölde ise, dereli
tepeli veya ağaçlık olması veya benzeri sebeplerle geçilmesi zor yerler olursa,
eski zamanlar yayla atılan bir ok mesafesi kadar[36] dört
tarafa su bulma amacıyla gidilmelidir. Su aranan yer böyle olmazsa, dört tarafa
iki ok atımı mesafe kadar gidip su aramak gerekir.
649- Dört taraftan bazısı düzlük ve diğer bazısı
dereli tepeli olur veya oralardan geçmek zor olursa, düzlük olan tarafta iki ok
atımı ve böyle olmayan tarafta ise, bir ok atımı gidilip su aranması gerekir.
650- Su olmadığı kesin olarak bilinen tarafta,
su aramak gerekmez.
651- Namaz vakti dar olmaz ve su aramak için
vakit müsait olursa, su aranması gereken mesafeden biraz uzakta su olduğu kesin
olarak bilinir ve herhangi bir engel ve zorluk söz konusu olmazsa, su bulmak
amacıyla oraya gidilmelidir. Ancak uzakta su olduğu sanılırsa, oraya gidilmesi
gerekmez. Ama eğer su bulunacağına kanaat getirilirse, oraya gidilmelidir.
652- Bizzat insanın kendisinin su araması
gerekmez. Sözüne güvendiği birisini de gönderebilir; bu durumda bir kişi, bir
kaç kişi tarafından da su aramaya gidebilir.
653- Eğer kendi yolculuk eşyasının içinde, evde
veya kafilede su olduğuna ihtimal verirse, suyun olmadığından emin oluncaya
veya bulunmasından ümitsizliğe düşünceye kadar araması gerekir.
654- Namaz vakti girmeden su arar; ancak bulamaz
ve namaz vakti girinceye kadar orada kalırsa, yeniden su araması gerekmez.
655- Namaz vakti girdikten sonra su aramaya
koyulur ve su bulamazsa ve öbür namaz vaktine kadar orada kalırsa, tekrar
aramak gerekmez.
656- Yırtıcı hayvan tehlikesinden korkar veya su
aramak tahammül edemeyeceği kadar zor olur veya namaz vakti, hiçbir şekilde su
arayamayacağı kadar dar olursa, su aramak gerekmez. Ama bir miktar aramak
imkanı olursa, o kadar aranması gerekir. Eğer kendi can veya malına bir zarar
dokunacağından korkarsa, su aramaya gitmemelidir. Ama zayi olma ihtimali
verilen mal ona göre önemsenmeyecek kadar az olur ve başka bir korku da söz
konusu olmazsa, su araması gerekir.
657- Namaz vakti dar oluncaya dek su aramaya
git-mezse, günah işlemiş olur; ama teyemmümle kıldığı namaz sahihtir.
658- Su bulamayacağından emin olan bir kimse, su
aramaz ve teyemmümle namaz kılar; ancak namazdan sonra aradığı takdirde su
bulunacağını anlarsa, namazı batıldır.
659- Su arayıp bulamadıktan sonra teyemmümle
namaz kılar; ancak namazdan sonra, aradığı yerde suyun var olduğunu anlarsa,
namazı sahihtir.
660- Namaz vakti girdikten sonra abdestli olur
ve ab-destini bozacak bir şey yaptığında yeniden abdest alamayacağını bilirse,
zararı ve meşakkati olmadan abdestini koruyabildiği takdirde, abdestini
bozmamalıdır. Yine kendisi veya iki adil şahidin haber vermesi üzerine su bulamayacağını
bilirse, aynı hüküm geçerlidir. Hatta su bulamayacağına dair yerinde bir
ihtimal verirse, farz ihtiyat gereği ab-destini bozmaması gerekir.
661- Namaz vaktinden önce abdestli olur ve
abdestini bozduğu takdirde su bulamayacağını bilir veya yerinde sayılır bir
ihtimal verir yahut bunu iki adil şahit bildirirse, zararı ve meşakkati olmadan
abdestini koruyabileceği takdirde farz ihtiyat gereği, abdestini bozmamalıdır.
662- Yalnızca abdest veya guslüne yetecek kadar
suyu olan kimse onu döktüğünde su bulamayacağını bilir veya bunu iki adil şahit
bildirirse, namaz vakti girmişse, onu dökmesi haramdır. Farz ihtiyat gereği,
namaz vakti girmeden önce de onu dökmemelidir. Hatta bu görüşün, güçlü olmadığı
söylenemez. Suyu döktüğü takdirde, başka su bulamayacağına dair yerinde bir
ihtimal verirse, farz ihtiyat gereği, namaz vaktinden önce de onu dökmemelidir.
663- Su bulamayacağını bilir veya iki adil şahit
bildirirse, namaz vakti girdikten sonra abdestini bozar veya yanında bulunan
suyu dökerse, günah işlemiş olur ve teyemmümle kıldığı namaz sahihtir. Ancak
müstehap ihtiyat gereği, namazı kaza etmelidir.
Teyemmümü Mubah Kılan İkinci Durum
664- İhtiyarlık sebebiyle veya hırsız, yırtıcı
hayvan ve benzeri bir şeyden korku veya kuyudan su çekebilmek için gerekli aletlerin
bulunmaması yüzünden suya ulaşılmazsa, teyemmüm edilmelidir. Su bulmak veya onu
kullanmak, halkın tahammül edemeyeceği kadar meşakkati gerektiriyorsa, yine
aynı hüküm geçerlidir.
665- Kuyudan su çekebilmek için kova, ip ve
benzeri aletler gerekir ve onları satın almaya veya kiralamaya mecbur olursa,
fiyatı normalin bir kaç misli fazla olsa da, temin etmesi gerekir. Yine kaç kat
fazlasıyla satılmakta olan suyu da satın alması gerekir. Ancak bunları almak
için gereken para, maddi durumuna zarar verecek miktarda olursa, satın alması
farz olmaz.
666- Su elde etmek için borç almak zorunda
kalırsa, borçlanmalı; ama borcunu ödeyemeyeceğini bilen veya zanneden kimsenin
borçlanması farz değildir.
667- Meşakkati olmadığı takdirde, suya ulaşmak
için kuyu kazmak gerekir.
668- Bir kimse minnet bırakmadan insana bir
miktar su bağışta bulunursa, kabul etmelidir.
Teyemmümü Mubah Kılan Üçüncü Durum
669- Su kullandığı takdirde kendi canına ait
korkusu olur veya su kullanma sonucu hastalanmaktan ya da bir kusur meydana geleceğinden
veya hastalığının uzayacağından, artacağından veya tedavisinin güçleşeceğinden
korkarsa, teyemmüm etmelidir. Ama sıcak suyun ona zararı olmazsa, onunla abdest
almalı veya gusletmelidir.
670- Suyun kendisi için zararlı olacağından emin
olması gerekmez. Zararlı olacağına dair ihtimal verir ve bu da halkın nazarında
yerinde bir ihtimal sayılır ve verdiği bu ihtimal sonucu korkuya kapılırsa,
teyemmüm etmelidir.
671- Göz hastalığına yakalanan kimseye su
zararlı ise, teyemmüm etmelidir.
672- Suyun zararlı olacağından emin olan veya
korkan kimse, teyemmüm eder ve namazdan önce suyun kendisi için zararlı
olmadığını anlarsa, teyemmümü batıl olur. Eğer namazdan sonra anlarsa, namazı
sahihtir.
673- Suyun kendisi için zararlı olmadığını
bilir; ancak gusül veya abdest aldıktan sonra, suyun zararlı olduğunu anlarsa,
almış olduğu gusül ve abdest sahihtir.
674- Bulunan su, abdest veya gusle harcandığı
takdirde kendisinin, aile ve çocuklarının, arkadaşının veya erkek ve kadın hizmetçi
gibi onunla ilintili olanların susuzluktan öleceğinden veya hastalanacağından
veya dayanılması zor olacak bir şekilde susayacaklarından korkarsa, abdest ve
gusül yerine teyemmüm etmelidir. Yine at ve katır gibi normalde yemek için
kesilmeyen hayvanın susuzluktan helak olacağından korkarsa, hayvan kendisinin
olmasa da, suyu ona verip teyemmüm etmelidir. Aynı şekilde, canının korunması
farz olan bir kimsenin su verilmediği takdirde ölme tehlikesi olursa, aynı
hüküm geçerlidir.
675- Abdest veya gusül için bulundurduğu temiz
sudan başka, kendisi ve onunla ilintili olanların içeceği kadar necis su da
olursa, temiz suyu içmek için ayırmalı ve teyemmümle namaz kılmalıdır. Ama
suyu, hayvana vermek isterse, necis suyu vermeli ve temiz suyla abdest ve gusül
almalıdır.
Teyemmümü Mubah Kılan Beşinci Durum
676- Beden veya elbisesi necis olan bir kimsenin
az miktarda suyu olur ve bununla abdest aldığı veya guslettiği takdirde, beden
veya elbisesini yıkamaya su kalmazsa, suyu beden veya elbisesini yıkamada
kullanmalı ve teyemmümle namaz kılmalıdır. Ama üzerine teyemmüm edilecek bir
şeyi bulunmazsa, suyu, abdest veya gusül için kullanmalı ve necis beden veya
elbiseyle namaz kılmalıdır.
Teyemmümü Mubah Kılan Altıncı Durum
677- Kullanılması haram olan su veya kaptan başka
su veya kap bulunmazsa -meselâ, su veya kap gasp edilmiş olur ve ondan başka su
veya kap da bulunmazsa- abdest veya gusül yerine teyemmüm etmelidir.
Teyemmümü Mubah Kılan Yedinci Durum
678- Vaktin dar olması yüzünden abdest veya
gusül alındığı takdirde, namazın tamamı veya bir kısmı, vakitten sonra
kılınacak olursa, teyemmüm edilmelidir.
679- Kasıtlı olarak namazını abdest veya gusle
yetecek kadar vakit kalmayıncaya dek geciktirirse, günah işlemiş olur; ama
teyemmümle kıldığı namaz sahihtir. Ancak müs-tehap ihtiyat gereği, o namazın
kazasını kılmalıdır.
680- Abdest aldığı veya guslettiği takdirde
namaza yetecek kadar vakit kalıp kalmayacağından şüpheye düşen kimse, teyemmüm
etmelidir.
681- Vakit darlığı yüzünden teyemmüm eden
kimsenin namazdan sonra, elinde bulunan su elinden çıkarsa, teyem-mümünü
bozacak bir şey yapmasa bile görevi teyemmüm etmekse, yeniden teyemmüm
etmelidir.
682- Suyu olan kimse, vaktin dar olması yüzünden
teyemmümle namaz kılmaya başlar ve namaz esnasında mevcut olan su zâyi olursa,
sonraki namazları o teyemmümle kılabilir.
683- Abdest alacak veya gusledecek ve namazları
da ikamet ve kunut gibi müstehap amelleri yapmaksızın kılabilecek kadar vakit
olursa, gusül veya abdest almalı ve namazı müstehap amelleri yapmaksızın
kılmalıdır. Hatta Fatiha'dan sonra bir sure okuyacak kadar vakit olmasa bile,
gusül veya abdest alıp namazı sure okumadan kılmalıdır.
ÜZERİNE TEYEMMÜM EDİLEN ŞEYLER
684- Temiz oldukları takdirde toprağa, çakıla,
keseğe ve taşa, teyemmüm etmek sahihtir; tuğla ve testi gibi pişmiş çamur
üzerine de teyemmüm edilir.
685- Kireç taşı, alçı taşı, mermer taşı, siyah
mermer taşı ve sayir taş türleri üzerine teyemmüm edilir. Akik ve firuze taşı
gibi cevherler üzerine edilen teyemmüm batıldır. Farz ihtiyat gereği, önceki
hükümde açıklanan toprak ve üzerine teyemmüm edilebilen şeylerden biri var
olduğu takdirde, yanmış kireç ve alçıya teyemmüm edilmemelidir. Toprak ve
benzeri şeyler bulunmaz, alçı veya kireç üzerine yahut da toz veya çamur
üzerine teyemmüm etmek zorunda kalırsa, hem toz ve hem çamura veyahut hem
yanmış kireç ve hem alçıya teyemmüm etmelidir.
686- Toprak, çakıl, kesek ve taş bulunmazsa,
elbise, yaygı veya benzeri şeyler üzerinde bulunan toz toprağa teyemmüm
edilmelidir. Elbise ve yaygının arasında bulunan toza teyemmüm edilmez; ancak
ilk önce vurularak toz elbise üzerine çıkarılırsa, teyemmüm yapılabilir. Eğer
toz bulunmazsa, çamura teyemmüm edilir. Çamur da bulun-mazsa, müstehap ihtiyat
gereği, namaz teyemmümsüz kılınır ve sonradan ihtiyat gereği, kaza edilir.
687- Yaygı ve benzerinin silkelenmesiyle toprak
elde edilebilecek olursa, tozla teyemmüm etmek batıldır ve yine çamur
kurutularak toprak elde edebilecek olursa, çamurla teyemmüm batıldır.
688- Suyu olmayıp yanında kar veya buz bulunan
kimse, mümkün olduğu takdirde onu eritmeli ve onunla abdest veya gusül
almalıdır. Bu mümkün olmazsa ve üzerine teyemmüm edilecek bir şey de
bulunmazsa, müstehap ihtiyat gereği, namaz abdestsiz ve teyemmümsüz kılınmalı
ve farz ihtiyat gereği, daha sonra kaza edilmelidir.
689- Toprak ve çakıl, üzerine teyemmüm edilmeyen
saman ve benzeri bir şeyle karışık olursa, onunla teyemmüm edilmez. Ama üzerine
teyemmüm edilmeyen şey, toprak ve çakıl içinde yok sayılacak kadar az olursa,
onunla teyemmüm edilebilir.
690- Üzerine teyemmüm edilen bir şey bulunmazsa,
mümkün olduğu takdirde, satın alınarak veya benzeri bir yolla temin
edilmelidir.
691- Çamur duvara teyemmüm edilebilir. Müstehap
ihtiyat gereği, kuru toprak veya yer bulundukça, nemli toprak ve zemine
teyemmüm edilmemelidir.
692- Üzerine teyemmüm edilecek şey, pak
olmalıdır. Eğer üzerine teyemmüm edilecek temiz bir şey bulunmaz-sa, namaz farz
olmaz; ama kazasının kılınması gerekir.
693- Bir şeyin, kesin olarak üzerine teyemmüm
edilebilir şeylerden olduğu bilinir ve ona teyemmüm edilir; ancak daha sonra,
onunla teyemmüm etmenin doğru olmadığı anlaşılırsa, o şekilde kılınan
namazların iade edilmesi gerekir.
694- Üzerine teyemmüm edilen şeyin gasp
edilmemiş olması gerekir.
695- Gasp edilmiş alanda alınan teyemmüm, batıl
değildir. Meselâ, kendi mülkünde iki elini toprağa vurur, daha sonra izinsiz
başka birinin mülküne girer ve orada ellerini alnına sürerse, yaptığı teyemmüm
batıl olmaz.
696- Teyemmüm edilen yerin gasp edilmiş olduğunu
bilmez veya unutursa, unutan kimse gasp edenin kendisi de olsa, teyemmüm
sahihtir.
697- Gasp edilmiş bir yerde hapsedilen kimse, su
ve toprak gasp edilmiş olduğu takdirde, teyemmümle namaz kılmalıdır.
698- Üzerine teyemmüm edilen şeyin, elde
toplanacak tozu olması müstehaptır. Üzerine eller vurulduktan sonra tozların
dökülmesi için elleri silkelemek de müstehaptır.
699- Çukur yere, yol toprağına ve üzerini tuz
kaplamamış olan tuzlaya teyemmüm etmek mekruhtur. Eğer üzerini tuz kaplamış
olursa, teyemmüm batıl olur.
TEYEMMÜMÜN NİTELİĞİ
700- Teyemmümde dört şey farzdır:
1) Niyet etmek.
2) İki elin içini birlikte üzerine teyemmüm edilen bir şeyin
üzerine vurmak.
3) İki elin içini bütün alna ve iki tarafına, kılların
çıktığı yerden kaşlara ve burnun üst kısmına kadar çekmek. Farz ihtiyat gereği
eller, kaşların üzerinden de çekilmelidir.
4) Sol elin iç tarafını sağ elin üstünün tamamına ve daha
sonra sağ elin iç tarafını sol elin üstünün tamamına çekmek.
701- Gusül yerine yapılan teyemmümle abdest
yerine yapılan teyemmümün farkı yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder