20 Temmuz 2012 Cuma

KAZA ORUCU ILE ILGILI HÜKÜMLER


1694- Deli olan bir adamın, kendine gelip iyileşince, delilik zamanında tutmadığı oruçları kaza etmesi farz değildir.
1695- Kâfir birisi Müslüman olursa, kâfirlik döneminin oruçlarını kaza etmesi gerekmez. Ancak Müslüman olan birisi kâfir olur ve sonra yeniden Müslüman olursa, kâfirlik döneminde tutmadığı oruçların kazasını yerine getirmelidir.
1696- Tedavi amacıyla yediği bir şeyin etkisi sonucu sarhoş olsa bile, sarhoşluk nedeniyle tutmadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Hatta bir kimse, oruca niyet ettikten sonra sar-hoş olur ve sarhoşluk hâlinde kendine gelip iyileşinceye kadar da oruca aykırı olan bir iş yapmazsa, farz ihtiyat gereği o günün orucunu tamamlamalı ve sonradan da kaza etmelidir.
1697- Mazeretli olduğu için birkaç gün ramazan orucunu tutmayan kimse, sonradan özrünün ne zaman bertaraf olduğunda şüpheye düşerse, orucunu tutmadığı günler hususunda ihtimal verdiği en az miktarı kaza edebilir. Meselâ, ramazandan önce yolculuğa çıkan bir kimse, ramazanın beşinci veya altıncı gününün hangisinde yolculuktan döndüğünü bilmezse, beş günü kaza etmekle yetinebilir. Yine özrünün ne zaman ortaya çıktığını bilmeyen kimse de sayı bakımından ihtimal verdiği en az miktarı kaza edebilir. Meselâ, ramazan ayının sonlarında yolculuğa çıkan ve ramazandan sonra dönen kimse, ramazanın yirmi beşinde mi yoksa yirmi altısında mı yolculuğa başladığından şüphe ederse, şüphesinin az tarafını yani [yirmi altısından hesaplayarak] beş günü kaza edebilir.
1698- Birkaç ramazandan orucu kazaya kalan kimse, bunlardan hangisini önce isterse tutabilir; sakıncası yoktur. Ancak, eğer son ramazanın kazası için vakit dar olursa, meselâ, son ramazandan beş gün orucu kazaya kalmış olur ve sonraki ramazana da beş gün kalmış olursa, önce son ramazanın kazasını tutmalıdır.
1699- Birkaç ramazandan orucu kazaya kalan kimse, niyet ederken tuttuğu orucun hangi ramazanın kazasına ait olduğunu belirtmezse, ilk ramazanın kazası olarak sayılır.
1700- Ramazan orucunun kazasını tutmakta olan kimse, kaza etmek için vakti dar olmazsa, öğleden önce orucunu bozabilir.
1701- Ramazan orucunu kaza etmeden ölen kimsenin adına oruç tutan kimse, farz ihtiyat gereği orucu öğleden sonra bozmamalıdır.
1702- Hastalık, hayız veya nifas nedeniyle ramazan orucunu tutmayan ve ramazan ayı çıkmadan ölen kimsenin adına, bu oruçların kaza edilmesi gerekmese de kaza edilmesi müstehaptır.
1703- Ramazan ayında hastalanıp, oruç tutamayan kim-senin hastalığı sonraki ramazana kadar devam ederse, üzerine kaza gerekmez; ama her bir güne karşılık fidye (yani yaklaşık 750 gr. olan) bir müd buğday veya arpa gibi yiyecek maddelerinden fakire vermesi gerekir. Fakat orucu tutmamasının sebebi, yolculuk gibi başka bir özürden ötürü olur ve bu özrü de gelecek ramazana kadar devam ederse, tutmadığı oruçları sonradan kaza etmeli ve müstehap ihtiyat gereği de her bir güne karşılık yaklaşık 750 gr. ağırlığında olan yiyecek maddesi fakire vermelidir.
1704- Hastalık nedeniyle ramazan orucunu tutmamış olan kimse, ramazandan sonra iyileşir fakat gelecek ramazana kadar devam eden başka bir özrün çıkmasıyla oruçları kaza edemezse, [ikinci ramazandan sonra] tutmadığı oruçları kaza etmelidir. Yine, ramazan ayında [yolculuk gibi] hastalıktan başka bir özürle karşılaşması sonucu [ramazan orucunu tutmayan kimse,] eğer ramazandan sonra bu özrü ortadan kalkar; ama gelecek ramazana kadar süren bir hastalık nedeniyle oruçlarını kaza etmezse, tutmadığı oruçları kaza etmesi gerekir.
1705- Bir özür nedeniyle ramazan ayında oruç tutmayan kimsenin özrü ramazandan sonra bertaraf olduğu hâlde kasten sonraki ramazana kadar kaza oruçlarını tutmazsa, bu oruçları sonradan kaza etmeli ve her gün için de fidye yani yaklaşık 750 gr. ağırlığında buğday, arpa veya benzeri bir şeyi fakire vermelidir.
1706- Orucun kazasında ihmal gösterip vakit daralıncaya kadar kaza orucunu tutmaz ve bu vakitte de bir özürle karşılaşırsa, sonradan bu oruçları kaza etmeli ve her gün için yaklaşık 750 gr. ağırlığında buğday, arpa veya benzerlerini fakire vermelidir. Hatta [kaza etmeye elverişli bir vakit içinde] özrü olan kimse, özrünün bertaraf olunca kaza orucunu tutmayı kararlaştırır; ama kaza etmeden vakit darlığında ikinci bir özürle karşılaşırsa, oruçlarını kaza etmesi gerektiği gibi farz ihtiyat gereği her gün için fakire yaklaşık 750 gr. ağırlığında yiyecek maddesi de vermelidir.
1707- Hastalığı birkaç yıl devam ede kimsenin eğer iyileştikten sonra gelecek ramazana kadar kaza orucu tutabilecek kadar vakti olursa, bu durumda sadece son ramazandan kazaya kalan oruçları tutması gerekir; önceki yıllardan kazaya kalan oruçların her bir günü için ise, fidye olarak fakire yaklaşık 750 gr. buğday, arpa veya benzeri gıda maddesi vermelidir.
1708- Her gün için fidye (yani yaklaşık 750 gr. yiyecek maddesi) vermesi gereken kimse, birkaç günün kefaretini [fidyesini] tek bir fakire verebilir.
1709- Ramazan orucunun kazasını birkaç yıl geciktiren kimse, hem bu kaza oruçları tutmalı, hem de her gün için fakire fidye vermelidir.
1710- Bir kimse, ramazan orucunu bilerek tutmazsa, üzerine hem kaza, hem de keffaret yani bir köle azat etmek veya altmış fakiri doyurmak veya iki ay oruç tutmak gerekir. Eğer o orucun kazasını gelecek ramazana kadar tut-mazsa, ayrıca her gün için fakire yaklaşık 750 gr. buğday veya arpa gibi yiyecek türü bir şey de vermesi gerekir.
1711- Ramazan orucunu bilerek tutmayan bir kimse, aynı günde orucu bozan şeylerden birini mükerrer yapar, meselâ birkaç defa cinsel ilişki kurarsa, [oruç tutmadığından dolayı sadece] tek bir keffaret ödemesi yeterlidir.
1712- Daha önce 1390. hükümde açıkladığımız üzere, babanın ölümünden sonra kazaya kalan namaz ve oruçlarını büyük erkek evladının yerine getirmesi farzdır. Fakat annenin oruçlarını kaza etmek, büyük erkek evladın üzerine farz değildir.
1713- Üzerinde adak orucu gibi ramazan orucundan başka farz bir orucu kazaya kalan baba, eğer bunu kaza et-meden ölürse, büyük erkek evladı onu babasının adına kaza etmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder