20 Temmuz 2012 Cuma

NAMAZ İÇİN NAİP TUTMAK


1533- İnsanın ölümünden sonra, hayatta iken yerine getirmediği namaz ve diğer ibâdetleri için ecîr yani ücret karşılığı onları yapması için birisi naip tutulabilir. Birisi onları ücretsiz yapacak olursa, sahihtir.
1534- İnsan dirilerden taraf bazı müstehap işlerde örneğin, Hz. Resulullah'ın ve Ehlibeyt İmamlarının (hepsine selâm olsun) türbelerini ziyaret etmek için ecîr olabilir. Ayrıca müstehap bir iş yapılıp sevabı ölülere veya dirilere hediye edilebilir.
1535- Ölmüş bir kimsenin kaza namazları için ecîr tutulan, müçtehit olmalı veya namazla ilgili hükümleri doğru taklit etmiş bulunarak bilmelidir.
1536- Ecîr (naip), niyet ederken ölüyü belirtmelidir; a-ma ismini bilmesi gerekmez. "Kendisine ecîr olduğum kimse tarafından namaz kılıyorum" diye niyet ederse yeterlidir.
1537- Ecîr, kendisini ölü yerine bırakmalı ve onun ibâdetlerini kaza etmelidir. Bir ameli yapar ve sevabını ölüye hediye ederse, bu yeterli olmaz.
1538- Namazı sahih olarak kılacağına güvenilen kimse ancak ecîr tutulabilir.
1539- Ölen birisinin namazları için bir başkasını ecîr tutan kimse, ecîrin amelleri yerine getirmediğini veya batıl olarak yerine getirdiğini anlarsa, ikinci defa ecîr tutmalıdır.
1540- Eğer ecîrin amelleri yapıp yapmadığından şüphe edilirse, o yaptım bile dese, tekrar ecîr tutulmalıdır. Ama ecîrin yaptığı amelin sahih olup olmadığından şüphe edilirse, ecîr tutmak gerekmez.
1541- Özrü olup örneğin oturarak namaz kılan kimse, ölünün namazları için ecîr tutulamaz. Hatta farz ihtiyat gereği, teyemmüm veya cebire abdesti alarak namaz kılan kimse de, ecîr tutulmamalıdır.
1542- Erkek kadın için, kadın da erkek için ecîr tutulabilir. Namazların sesli ve sessiz kılınması hususunda, ecîr kendi vazifesine göre hareket etmelidir.
1543- Ölünün namazlarının tertiple kaza edilmesi ge-rekmez. Ölen kimsenin kendi kaza namazlarının sırasını bildiğini bilseler bile fark etmez.
1544- Ecîre, ameli özel şekilde yapması şart koşulursa, şarta uyarak ameli yapması gerekir. Şart koşulmazsa, ameli kendi vazifesine uygun yapmalıdır. Fakat kendisinin ve ölünün vazifesinden hangisi ihtiyata daha uygunsa, ona amel etmesi müstehap ihtiyattır. Meselâ ölünün vazifesi, tesbi-hât-ı erbaa'yı üç defa, kendi vazifesi ise bir defa söylemek olursa, üç defa söylesin.
1545- Ecîrle namazı hangi müstehaplarla birlikte kılması kararlaştırılmazsa, genelde yapılan müstehaplar yapılmalıdır.
1546- Ölü, kazaya bıraktığı namazların tertibini biliyormuşsa, o namazlar için birkaç ecîr tutulmak istenirse, her birine ayrı bir vakit tayin etmek gerekmez.
1547- Bir kimse, bir sene içinde ölünün namazlarını kılmak için ecîr olur ve sene tamamlanmadan ölürse, yerine getirilmediği bilinen namazlar için başka bir ecîr tutulmalıdır. Farz ihtiyat gereği, yerine getirilmediğine ihtimal verilen namazlar için de ecîr tutulmalıdır.
1548- Bir ölünün namazları için ecîr tutulan kimse, ücretin hepsini alır ve namazları kılıp bitirmeden ölürse, "bütün namazları ecîrin kendisi kılmalıdır" diye şart koşulmuşsa, kılınmayan namazların karşılığı onun malından ölünün velisine verilmelidir. Meselâ, eğer namazın yarısı kılınmamışsa, alınan paranın yarısı onun malından alınıp ölünün velisine verilmelidir. Eğer ecîrin kendisinin yapması gerektiğine dair herhangi bir şart koşulmamışsa, vârislerin ölünün geriye bıraktığı maldan ecîr tutmaları gerekir ve eğer geriye bir mal bırakmamışsa, mirasçılara bir şey farz olmaz.
1549- Ölünün namazlarını bitirmeden önce ölen ecîrin kendisinin de kaza namazı olursa, geriye bıraktığı maldan, ecîr tutulduğu ve yerine getiremediği namazlar için ecîr tutulmalıdır. Eğer bir şey artarsa, vasiyet etmiş olur ve mirasçılar da izin verirlerse, kazaya kalan namazlarının hepsi için ecîr tutulur. Eğer izin vermezlerse, malının üçte biri kendi namazları için harcanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder