1022- Her rekâtta, kıraatten sonra eller diz
kapaklarına kavuşacak şekilde eğilmek gerekir; bunun adına
"rükû" denir.
1023- İnsanın rükû miktarı eğilip ancak ellerini
dizlerine koymamasının sakıncası yoktur.
1024- İnsan normal olmayan bir şekilde rükû
yaparsa, meselâ sağa veya sola eğilirse, elleri dizlerine kavuşsa bile, sahih
değildir.
1025- İnsan, rükû niyetiyle eğilmelidir. Eğer
başka bir maksatla, meselâ, bir haşereyi öldürmek için eğilirse, o rükû
sayılmaz. Doğrulup tekrar rükû için eğilmesi gerekir ve bu ameli vasıtasıyla
fazla rükün yapılmış sayılmaz; sonuç olarak da namaz batıl olmaz.
1026- İnsanın kolu veya dizi diğerlerinin kolu
ve diziyle farklı olursa, meselâ, kolu uzun olur ve birazcık eğilince dizlerine
yetişir veya dizleri, normal insanlarınkinden daha aşağı olur ve ellerini
dizlerine ulaştırması için çok eğilmesi gerekirse, normal seviyede eğilmesi
gerekir.
1027- Oturarak rükû yapan kimsenin, yüzü
dizlerine paralel olacak derecede eğilmesi gerekir. Yüzü, secde yerine yaklaşıncaya
kadar eğilmesi, daha iyidir.
1028- Rükûda hangi zikir söylenirse yeterlidir.
Ama farz ihtiyat gereği, üç defa( سُبْحَانَ اللَّهِ ) "Subhanellah" veya bir
defa (
سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظِيم وَ بِحَمْدِهِ )"Subhane
rebbiye'l-‘ezîmi ve bihemdih" zikrinden daha az olmamalıdır.
1029- Rükûda söylenen zikir peş peşe ve sahih
Arapça'yla söylenmelidir. Zikrin üç, beş, yedi defa veya daha fazla söylenmesi,
müstehaptır.
1030- Rükûda, farz zikir miktarınca bedenin
istikrar bul-ması gerekir. Farz ihtiyat gereği, müstehap zikirler de
rükûda okunması tavsiye edilen zikir maksadıyla okunursa, vücudun hareketsiz
olması gerekir.
1031- Rükûda farz zikir söylenirken elde
olmaksızın vücudun istikrarı bozulacak şekilde hareket edilirse, farz ihtiyat
gereği vücut istikrar bulduktan sonra, zikrin ikinci kez okunması gerekir. Ama
vücudun istikrarı bozulmayacak şekilde birazcık hareket edilir veya parmaklar
oynatılırsa, sakıncası yoktur.
1032- Rükû miktarınca eğilmeden ve vücut
istikrar bul-madan önce bilerek rükû zikri okunursa, namaz batıl olur.
1033- Farz olan zikir tamamlanmadan önce,
bilerek baş rükûdan kaldırılırsa, namaz batıl olur. Eğer baş yanlışlıkla
kaldırılır; ancak rükû vaziyetinden çıkılmadan önce zikrin tamamlanmadığı
hatırlanırsa, vücut istikrar bulduktan sonra zikir yeniden okunmalıdır. Eğer
rükû vaziyetinden çıkıldıktan sonra farkına varılırsa, namaz sahihtir.
1034- Rükûda zikir miktarınca kalamazsa, rükû
vaziyetinden çıkmadan önce zikri okuyabildiği takdirde, zikri okuyup
tamamlamalıdır. Bunu yapamazsa, ayağa kalkma hâlinde recâ niyetiyle (=Allah'ın emirlerine uygun düşmesini umarak)
okumalıdır.
1035- Hastalık ve benzeri sebeple rükûda vücudu
istikrar bulamıyorsa, namaz sahihtir. Ama, rükû vaziyetinden çıkmadan önce farz
olan "Subhane Rebbiye'l-‘ezîmi ve bi-hemdih" veya üç
defa "Subhanellah" zikrini söylemelidir.
1036- Rükû miktarınca eğilemeyen kimse, bir şeye
yas-lanarak rükû etmelidir. Eğer bir şeye yaslanarak da nor-mal şekilde
rükû yapamazsa, gücü yettiği kadar eğilmelidir. Hiç bir şekilde eğilemezse, rükû
zamanı oturarak rükû etmelidir. Rükûsunu baş işaretiyle yaparak başka bir namaz
kılması, müstehap ihtiyattır.
1037- Ayakta namaz kılabilen bir kimse, ayakta
veya oturarak rükû yapmaya gücü yetmezse, namazı ayakta kılıp, rükû için
başıyla işaret etmelidir. Bunu yapmaya da gücü yetmezse, rükû niyetiyle
gözlerini kapatarak zikri söylemesi ve rükûdan kalkma niyetiyle de gözlerini
açması gerekir. Buna da gücü yetmezse, kalbinde rükûya niyet edip rükû zikrini
söylemelidir.
1038- Ayakta veya oturarak rükû yapmaya gücü
yetmeyen kimse, rükû için hem oturduğu hâlde biraz eğilebiliyor hem de ayakta
başıyla işaret edebiliyor olursa, namazını ayakta kılmalı ve rükûyu baş
işaretiyle yapmalıdır. Müstehap ihtiyat gereği, daha sonra başka bir namaz
kılar şöyle ki, rükû zamanı oturur ve gücü yettiği kadar eğilir.
1039- Rükû haddine yetişip vücudu istikrar
bulduktan sonra, başını kaldırır ve tekrar rükû niyetiyle rükû miktarınca
eğilirse, namaz batıl olur. Yine rükû miktarınca eğilir ve vücut istikrar
bulur; ancak sonra rükû niyetiyle normal miktardan fazla eğilir ve tekrar
normal rükû seviyesine dönerse, farz ihtiyat gereği namaz batıl olur. Namazı
tamamlayıp sonra iade etmesi, daha iyidir.
1040- Rükû zikri bittikten sonra tam doğrulmalı
ve vücut istikrar bulduktan sonra secdeye gidilmelidir. Eğer bilerek
doğrulmadan veya vücut istikrar bulmadan secdeye gidilirse, namaz batıl olur.
1041- Rükû unutulur ve secdeye varılmadan önce
hatırlanırsa, doğrulup sonra rükû yapılmalıdır ve eğer doğrul-maksızın yerden
rükûya dönerse, namaz batıl olur.
1042- Alın yere vardıktan sonra rükû
yapılmadığının farkına varılırsa, farz ihtiyat gereği doğrulup rükû yapılmalı
ve namaz tamamlandıktan sonra, iade edilmelidir.
1043- Rükûya gidilmeden önce ayakta düz
durulduğu hâlde tekbir alınması, rükûda da dizlerin geri çekilmesi, sırtın düz
tutulması, boynun uzatılıp sırtla dümdüz bir doğrultuda bulunması, ayakların
arasına bakılması, rükû zikrinden önce veya sonra salavat getirilmesi, rükûdan
doğrulup düz durulduktan sonra beden istikrar bulunca: "Semi-‘ellahu
limen hemideh" denilmesi müstehaptır.
1044- Kadınların rükûda ellerini dizlerden
yukarı koy-ması ve dizleri geri çekmemesi müstehaptır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder