1991- Fitre, Ramazan Bayramı gecesi güneşin
batması ile vacip olur. [Müslüman olan herkesin bu zekâtı vermesi gerekir. O
hâlde,] bir kimse baliğ, hür, akıllı ve şuuru yerinde olur, fakir de olmazsa,
kendisi ile geçimini sağlamakla yükümlü olduğu [ve o gece ekmeğini yiyenlerden
sayılan] kimseler için fitre olarak kişi başına yaklaşık üç kilogram buğday,
arpa, hurma, kuru üzüm, pirinç veya mısır gibi yiyecek maddelerinden müstahak
olan birine vermesi gerekir. Bunlardan birinin kıymetini para olarak ödemek de
yeterlidir.
1992- Kendisi ile aile fertlerinin yıllık
masrafına yetecek miktarda ne malı ne de bir kazancı bulunmayan kimse, fakir
sayılır ve onun fitre vermesi farz değildir.
1993- Bayram gecesi güneş batarken, [akşam
yemeğine davet edilen ve] ekmeğini yiyenlerden sayılan kimselerin fitresini
vermek ev sahibinin üzerine farz olur, ister bunlar nafakasını temin etmekle
yükümlü olduğu kimselerden olsun ister olmasın, küçük olsun büyük olsun,
Müslüman olsun kâfir olsun, kendi oturduğu şehirden olsunlar veya başka bir
şehirden olsunlar fark etmez.
1994- Başka bir şehirde olup, ekmeğini
yiyenlerden sayılan kimseyi [yetkisinde bıraktığı] malından kendi fitre
zekâtını vermesi üzere vekil tayin eden kimse, vekilin kendi fitresini
vereceğinden emin olursa, onun fitresini kendisinin vermesi gerekmez.
1995- Bayram gecesi güneş batmadan önce ev
sahibinin rızasıyla evine gelip, onun ekmeğini yiyenlerden sayılan misafirin
fitre zekâtı, ev sahibine farz olur.
1996- Ramazan Bayramı gecesi güneş batmadan önce
ev sahibinin rızası olmadan evine gelip, bir müddet onun yanında kalan bir
misafirin fitresini vermek ev sahibinin üzerine farzdır. Hatta bir kimse,
birisinin geçimini temin etmeye mecbur edilirse, onun da fitresini bu şahısın
vermesi gerekir.
1997- Bayram gecesi güneş battıktan sonra gelen
misafirin fitresini vermek, güneş batmadan önce davet edilse ve iftarını da
gittiği evde açmış olsa bile, ev sahibinin üzerine farz değildir.
1998- Ramazan Bayramı gecesi güneş battığı
sırada deliren veya bayılan kimsenin fitre vermesi farz değildir.
1999- Güneş batmadan önce bulûğ çağına eren
çocuk, iyileşen deli veya zengin olan fakirin, fitre zekâtının belirtilen diğer
şartlarının bulunması durumunda, fitre vermesi vaciptir.
2000- Bayram gecesi güneş battığı sırada üzerine
fitre vermek farz olmayan bir kimse, bayram günü öğle namazı öncesine kadar
fitrenin vacip olma şartlarına kavuşursa, fitre zekâtını vermesi [farz olmasa
da] müstehaptır.
2001- Ramazan Bayramı gecesi güneş battıktan
sonra Müslüman olan bir kâfirin fitre vermesi gerekmez. Ama Şia olmayan bir
Müslüman, ay göründükten sonra Şia olursa, fitre vermesi gerekir.
2002- Yalnızca üç kilogram buğday ve benzeri bir
şeye sahip olan kimsenin fitre vermesi [vacip olmasa da] müs-tehaptır. Hatta
geçimlerini sağlamakla yükümlü olduğu ailesinin de fitresini vermek istediği
takdirde, elindeki o üç kiloluk yiyecek maddesini fitre zekâtı niyetiyle aile
fertlerinden birine verir, o da aldığını fitre olarak niyet edip, bir diğerine
verir ve böylece el ele ailenin son ferdine kadar dolaştırırlar; ama son kişi
bunu fitre niyetiyle kendilerinden olmayan başka bir fakire verirse, daha iyi
olur. Fakat onlardan biri küçük çocuk
olursa, ihtiyat gereği fitre olarak aile fertlerinin arasında dolaştırılan bu
mal, o çocuğa verilmemelidir. Eğer fitreyi [çocuğa verirler ve] çocuktan taraf
da velisi onu alırsa, çocuğun ihtiyaçlarına harcaması gerekir; yoksa onun adına
fitreyi başka birine verme hakkı yoktur.
2003- Güneş battıktan sonra doğan çocukla iftar
yemeğine gelip, ev sahibinin ekmeğini yiyenlerden sayılan misafir için fitre
vermek farz değildir. Ancak, güneşin bat-masından bayram günü öğleye kadar
insana yemekte misafir olan bütün herkes için fitre vermek müstehaptır.
2004- Birisinin ekmeğini yiyenlerden sayılan
kimse, güneş batmadan önce başka birinin ekmeğini yiyenlerden olursa, onun
fitresi ekmeğini yemekte olduğu ikinci kimse üzerine farzdır. Meselâ, babasının
evinde olan bir kız, güneş batmadan önce evlenerek kocasının evine giderse,
fitresi kocasının üzerine farz olur.
2005- Fitresi başkası tarafından verilmesi
gereken kim-senin, tekrar kendisinin fitre vermesi gerekmez.
2006- Eğer fitresini vermek başka birinin
üzerine farz olur, o da vermezse, insanın kendi üzerine bir şey farz olmaz.
2007- Fitresini vermek başka birine farz olan
kimse, kendi fitresini verse bile, bu fitre, onu vermekle yükümlü olan kişinin
üzerinden düşmez.
2008- Kocası tarafından nafakası karşılanmayan
bir kadın, eğer bir başkasının ekmeğini yiyenlerden sayılırsa, fitresi onun
üzerine farzdır. Ancak başkasının ekmeğini yiyenlerden sayılmazsa, fakir
olmadığı takdirde fitresini ken-disi vermelidir.
2009- Seyit olmayan kimse, seyit olan birisine
fitre veremez. Hatta fitresini vermekle yükümlü olduğu seyidin fitresini de
başka bir seyide veremez.
2010- Anne ya da sütanneden süt emen çocuğun
fitresi, anne veya sütannenin ihtiyaçlarını karşılayan kimseye farzdır. Ancak
anne veya sütanne, kendi ihtiyaçlarını çocuğun malından karşılıyorlarsa,
çocuğun fitresi kimsenin üzerine farz olmaz.
2011- Bir kimse, ailesinin ihtiyaçlarını haram
maldan karşılasa bile, onların fitrelerini helâl maldan vermelidir.
2012- İnsan, bir kimseyi ecîr tutar ve anlaşmada
onun masraflarını karşılamayı şart koşarsa, eğer şartına amel eder ve ecîr onun
ekmeğini yiyenlerden sayılırsa, fitresini de vermesi gerekir. Ancak yalnız onun
ihtiyaçlarına yetecek miktarda belirli bir ücret vermeyi şart koşar ve örneğin,
ihtiyaçlarını karşılaması için bir miktar para verirse, ecîr olan kimsenin
fitresini vermek onun üzerine farz olmaz.
2013- Bayram gecesi güneş battıktan sonra ölen
kimsenin kendisinin ve ailesinin fitresi, miras olarak bıraktığı maldan
verilmelidir. Fakat bir kimse güneş batmadan önce ölürse, onun ve ailesinin
fitresini terekeden vermek farz değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder