764- Müstehap namazlar çoktur ve bunlara
"Nafile Na-maz" denir. Müstehap namazlar içerisinde günlük nafile
namazların kılınması daha çok tavsiye edilmiştir. Nafile namazlar cuma günü
dışında otuz dört rekâttır:
Sekiz rekât öğle namazının nafilesi, sekiz rekât ikindi
namazının nafilesi, dört rekât akşam namazının nafilesi, iki rekât yatsı
namazının nafilesi, on bir rekât gece nafilesi, iki rekât sabah namazının
nafilesi. Ancak yatsının iki rekât nafile
namazının farz ihtiyat gereği oturularak kılınması gerektiğinden bir rekât
hesap edilir. Cuma günü ise, öğle ve ikindinin on altı rekâtlık nafilesine dört
rekât daha ilave edilir.
765- On bir rekât gece nafilesinin (=teheccüd namazı-nın) sekiz rekâtı gece
nafilesi, iki rekâtı şef' namazı ve bir rekâtı da vitir namazı niyetiyle
kılınmalıdır. Gece namazının kılınmasıyla ilgili ayrıntılar, dua kitaplarında
açıklanmıştır.
766- Nafile namazlar, oturularak da kılınabilir.
Ama oturularak kılınan iki rekât nafile namazının, bir rekât olarak kabul
edilmesi daha iyidir. Meselâ, sekiz rekât olan öğle namazının nafilesi
oturularak kılınmak istenirse, on altı rekât kılınması daha iyidir. Vitir
namazı oturularak kılınmak istenirse, oturularak iki defa bir rekât namaz
kılınır.
767- Yolculukta, öğle ve ikindi nafileleri
kılınmamalı-dır. Ama yatsı nafilesi, müstehap olabilir niyetiyle kılınabilir.
GÜNLÜK NAFİLE NAMAZLARIN VAKTİ
768- Öğle namazının nafilesi, öğle namazından
önce kılınır ve onun vakti, öğlenin evvelinden başlar ve öğleden sonra
görünmeye başlayan güneşe karşı dikilen şeyin gölgesinin kendi boyunun yedide
ikisine ulaşmasıyla biter. Meselâ, yere dikilen şeyin uzunluğu, yedi karış
olursa, öğleden sonra meydana gelen gölgenin miktarı iki karışa ulaştığında
öğle nafilesinin vakti son bulur.
769- İkindi namazının nafilesi, ikindi
namazından önce kılınır ve onun vakti, öğleden sonra meydana gelen yere dikili
şeyin gölgesinin miktarı kendisinin yedide dördüne ulaşıncaya kadardır. Eğer,
öğle ve ikindi namazının nafilesi kendi vakitlerinden sonra kılınmak istenirse,
öğle namazının nafilesinin öğle namazından sonra ve ikindi namazının
nafilesinin ikindi namazından sonra kılınması daha iyidir. Farz ihtiyat gereği
eda ve kaza niyeti de edilmemelidir.
770- Akşam namazının nafilesinin vakti, akşam
nama-zının bitmesiyle başlar ve güneş battıktan sonra batı tarafında meydana
gelen kızıllığın yok olmasıyla sona erer.
771- Yatsı namazının nafilesinin vakti, yatsı
namazının bitmesiyle başlar ve gece yarısına kadar devam eder; ancak, yatsı
namazının hemen ardından kılınması, daha iyidir.
772- Sabah namazının nafilesi, sabah namazından
önce kılınır. Onun vakti, gece yarısından sonra on bir rekât gece namazı
kılınabilecek kadar zamanın geçmesiyle başlar. Ancak birinci fecirden önce
kılınmaması, ihtiyata uygundur. Fakat gece namazının hemen ardından kılınırsa,
bu durumda hiç bir sakınca söz konusu değildir.
773- Gece namazının vakti, gece yarısından
itibaren sabah ezanına kadardır. Sabah ezanına yakın kılınması, daha iyidir.
774- Yolcular ve gece yarısından sonra namaz
kılmakta zorlanan kimseler, gece (=teheccüd)
namazını gecenin evvelinde kılabilirler.
Ğufeyle Namazı
775- Müstehap namazlardan birisi de akşam ve
yatsı namazları arasında kılınan "ğufeyle namazı"dır. Onun vakti,
akşam namazından sonra başlar ve batı tarafındaki kızartı kaybolunca biter.
Birinci rekâtta Fatiha'dan sonra okunacak sure yerine şu ayet okunur:
وَ ذَالنُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِباً فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِى الظُّلُمَاتِ اَنْ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمينَ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَ نَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَ كَذلِكَ نُنْجِى الْمُؤْمِنِينَ
Okunuşu: "Ve zennûni iz zehebe
muğâżiben fezenne en len nekdire ‘eleyhi fenâdâ fi'z-zulumâti en la ilâhe
illâ ente sub-haneke innî kuntu
mine'z-zalimîn. Festecebna lehu ve necceynahu mine'l-ğemmi ve kezalike
nunci'l-mu'minîn."[38]
İkinci rekâtta Fatiha'dan sonra sure yerine şu ayet okunur:
وَ عِنْدَهُ مَفَاتِـحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا اِلاَّ هُوَ وَ يَعْلَمُ مَا فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَ مَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلاَّ يَعْلَمُهَا وَ لاَ حَبَّةٍ فِى ظُلُمَاتِ اْلاَرْضِ وَ لاَ رَطْبٍ وَ لاَ يَابِسٍ اِلاَّ
فِى كِتَابٍ مُبِينٍ
Okunuşu: "Ve ‘indehu mefatih-ul ğeybi
la ye‘'lemuha illa huve ve ye‘'lemu ma fi'l-berri ve'l-behri ve ma teskuţu min
vereketin illa ye‘'lemuha vela hebbetin fî zulumat'il-erżi vela reţbin vela
yâbisin illa fî kitabin mubîn."[39]
Kunutta da şu dua okunur:
اَللَّهُمَّ اِنِّى اَسْأَلُكَ بِمَفاتِـحِ الْغَيْبِ الَّتِى لاَ يَعْلَمُهَا اِلاَّ اَنْتَ اَنْ تُصَلِّىَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ اَنْ تَفْعَلَ بِى كَذَا و كَذَا
Okunuşu: "Ellahumme innî es'eluke
bimefatih'il-ğeybilletî la ye‘'lemuha illa ente, en tuselliye ‘ela
Muhemmedin ve âl-i Mu-hemmedin ve en tef'‘ele bî keza ve keza."[40]
Duanın sonunda yer alan ve "şu ve şu" anlamına
gelen "keza ve keza" kelimeleri yerine hacetler
istenir ve sonra şu dua okunur:
اَللَّهُمَّ اَنْتَ وَلِىُّ نِعْمَتِى وَالْقَادِرُ عَلَى طَلِبَتِِى تَعْلَمُ حَاجَتِِى فَأَسْألُكَ بِحَقِّ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ وَ عَلَيْهِمُ السَّلاَمُ لَمَّا قَضَيْتَهَا لِى
Okunuşu: "Ellahumme ente veliyyu ni‘'metî
ve'l-kâdiru ‘ela ţelibetî, te‘'lemu hâcetî fees'eluke bihekki Muhemmedin
ve âl-i Muhemmedin ‘eleyhi
ve ‘eleyhim'us-selâm, lemma keżeyteha lî."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder