1942- Zekât alacak kimsenin Müslüman ve On iki
İmamı kabul edip, Ehlibeyt Şia'sı yani İmamiyye-i İsnâ Aşe-riyye olması gerekir.
Bir kimsenin şer'î yoldan Şia olduğu anlaşılıp, ona zekât verilir ve zekât
harcandıktan sonra onun Şia olmadığı öğrenilirse, tekrar zekât vermek gerekmez.
1943- Çocuk veya deli olan fakir bir Şia'nın
velilerine, verilenin çocuk ve delinin malı olması kastıyla zekât veri-lebilir.
1944- Eğer zekâtı çocuğun veya delinin velisine
ulaştırması mümkün olmasa, kendisi ya da emin birisi aracılığıyla, zekâtı fakir
çocuk ve delinin ihtiyaçlarında kullanabilir. Ancak zekâtı onlar için
kullandığında, niyet etmesi gerekir.
1945- Dilenen bir fakire zekât verilebilir; ama
zekâtı günah uğrunda (ve haram işlerde) kullanan kimseye zekât verilmez.
1946- Farz ihtiyat gereği, büyük günahları
açıktan (alenî olarak) işleyen kimseye zekât verilmez.
1947- Borçlu olup borcunu ödeyemeyen kimsenin
nafakası zekât verenin üzerine farz olsa bile zekâtını ona verebilir. Fakat
kadın kendi masrafları için borç almış olursa, kocası onun borcunu zekâttan
ödeyemez. Hatta nafakasını vermekle yükümlü olduğu kimse, kendi geçimi için
borçlanırsa, farz ihtiyat gereği insan onun borcunu zekâttan vermemelidir.
1948- Kendi evladı gibi nafakalarını temin
etmekle yükümlü olan kimse, masraflarını karşılamaları için onlara zekât
veremez. Ancak başkaları onlara zekât verebilir.
1949- Kendi karısı, çocukları ve hizmetçilerinin
ihtiyaçlarını karşılaması için, insanın kendi çocuğuna zekât vermesi
sakıncasızdır.
1950- Bir baba, ilmî-dinî kitaba ihtiyacı olan
çocuğuna kitap alması için zekât verebilir.
1951- Bir baba, evlenmesi için oğluna zekât
verebilir; bir oğul da evlenmesi için babasına zekât verebilir.
1952- Masrafları kocası tarafından karşılanan
kadına zekât verilmez. Yine kocası masraflarını karşılamadığı tak-dirde,
masraflarını karşılaması için kocasını zorlayacak durumda olan bir kadına da
zekât verilmez.
1953- Müt'a nikâhıyla evlilik yaptığı fakir
kadına hem kendisi hem de başkaları zekât verebilir. Ama
evlenirken evlilik akdi içinde kadının ihtiyaçlarını karşılamayı şart
koşan veya başka bir sebepten dolayı kadının nafakası üzerine farz olan kişi,
müt'a yaptığı kadının ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olur veya kadının
kendisi masrafını karşılaması için kocasını zorlayabilirse, o kadına zekât
verilmez.
1954- Zekâtı kendi karısının masraflarında
kullansa bile, bir kadın, fakir olan kocasına zekât verebilir.
1955- Resul-i Ekrem'in (s.a.a) evladı olan
seyitler, [seyit olan kişilerden zekât alabilirler; ama] seyit olmayan
birisinden zekât alamazlar. [Onlara sadece humus verilir.] Fakat aldıkları
humus veya şer'î yollardan aldıkları diğer şeyler masraflarını karşılamaz da
zekât almaya mecbur kalırlarsa, seyit olmayanlardan da zekât alabilirler. Ancak
farz ihtiyat gereği, mümkün olursa günlük ihtiyaçlarını kar-şılayacak miktarda
zekât almalıdırlar.
1956- Seyit olup olmadığı belli olmayan birisine
zekât verilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder