Namazla ilgili olarak 23 kısım şüphe söz konusudur: Bu
şüphelerin sekizi namazı bozar, altısına itina edilmemelidir, dokuz kısmı ise
sahihtir ve namazı bozmaz.
NAMAZI BOZAN ŞÜPHELER
1165- Namazı bozan şüpheler şunlardır:
1) Sabah namazı ve seferî olarak kılınan namaz gibi iki
rekâtlı namazların rekâtlarının sayısında şüpheye düşmek. Ancak, iki rekâtlı
müstehap ve ihtiyat namazlarındaki rekâtların sayısında şüpheye düşmek, namazı
bozmaz.
2) Üç rekâtlı namazların rekât sayısında şüpheye düşmek.
3) Dört rekâtlı namazlarda bir rekât mı, yoksa daha fazla mı
kılındığı hakkında şüpheye düşmek.
4) Dört rekâtlı namazda ikinci secde bitirilmeden önce, iki
rekât mı yoksa daha çok mu kılındığında şüpheye düşmek. (Konunun ayrıntıları için 1199. hükmün dördüncü kıs-mına
bakılabilir.)
5) İki ile beş veya iki ile beşten çok rekât arasında şüpheye
düşmek.
6) Üç ile altı veya üç ile altıdan çok rekât arasında
şüp-heye düşmek.
7) Kaç rekât kılındığını bilmemek.
8) Dört ile altı veya dört ile altıdan fazla rekât arasında
şüpheye düşmek. İster ikinci secde tamamlanmadan önce olsun, ister tamamlandıktan
sonra olsun fark etmez. Fakat, ikinci secde tamamlandıktan sonra, dört ile altı
veya dört ile altıdan fazla arasında şüpheye düşülürse, müstehap ihtiyat gereği
dört rekât olduğuna karar verilip namaz tamamlanır, namazdan sonra iki sehiv
secdesi yapılır ve daha sonra namaz da iade edilir.
1166- İnsan namazı bozan bir şüpheyle
karşılaşınca, hemen namazı bozamaz; fakat bir miktar düşündükten sonra
şüphesini gideremez ve şüphesi sabitleşirse, bu durumda namazı bozmanın
sakıncası yoktur.
İTİNA EDİLMEMESİ GEREKEN ŞÜPHELER
1167- İtina edilmemesi gereken şüpheler
şunlardır:
1) Yapılma yeri geçen bir şeyde şüpheye düşmek; örneğin
rükûda Fatiha'nın okunup okunmadığından şüpheye düşülmesi gibi.
2) Namazın selâmı verildikten sonra şüpheye düşmek.
3) Namazın vakti geçtikten sonra şüpheye düşmek.
4) Çok şüpheye düşen kimsenin şüphesi.
5) Cemaat namazında imama uyanların rekâtların sayısını
bildikleri takdirde imamın şüphesi yahut imamın rekâtların sayısını bildiği
takdirde imama uyanların rekâtların sayısı hakkında şüpheye düşmeleri.
6) Müstehap namazlarda şüpheye düşmek.
1- Yeri Geçen Şeylerde Şüphe Etmek
1168- Namazda, farzlardan herhangi birinin
yapılıp ya-pılmadığından örneğin Fâtiha'nın okunup okunmadığından şüpheye
düşülürse, ondan sonra yapılması gereken işe başlanmadığı takdirde, üzerinde
şüpheye düşülen şey yapılmalıdır. Ondan sonra yapılması gereken işe başlandığı
takdirde ise, şüpheye itina edilmemelidir.
1169- Bir ayet okunurken baş kısmının veya
ayetin sonu okunurken ön kısmının okunup okunmadığından şüpheye düşülürse,
şüpheye itina edilmemelidir.
1170- Rükû ve secdelerden sonra, onun zikir ve
vücudun sükunet bulması gibi farzlarının yapılıp yapılmadığından şüpheye
düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
1171- Secdeye gidilirken, rükûnun yapılıp
yapılmadığından veya rükûdan sonra kıyamın yapılıp yapılmadığından yani ayakta
durulup durulmadığından şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir.
1172- Ayağa kalkılırken teşehhüdün okunup
okunmadığından şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir. Ancak secdenin
yapılıp yapılmadığından şüpheye düşülürse, oturularak secdenin yapılması
gerekir.
1173- Oturarak veya yatarak namaz kılan bir
kimse, Fatiha ya da tesbihatı okurken secde veya teşehhüdü yerine getirip
getirmediğinden şüpheye düşerse, şüphesine itina etmemelidir. Fakat Fatiha veya
tesbihatı okumaya başlamadan önce secde veya teşehhüdü yerine getirip
getirmediği hakkında şüpheye düşerse, onları yerine getirmelidir.
1174- Namazın rükünlerinden birinin yerine
getirilip getirilmediği hakkında şüpheye düşülürse, ondan sonraki işe
başlanmadığı takdirde, şüphe edilen rükün yerine getirilmelidir. Meselâ,
teşehhüt okunmadan önce, iki secdenin yapılıp yapılmadığından şüphe edilirse,
yerine getirilmelidir. Ama daha sonra rüknün yapılmış olduğu anlaşılırsa, fazla
rükün yapıldığından dolayı, namaz batıl olur.
1175- Rükün olmayan bir amelin yapılıp
yapılmadığı hakkında şüpheye düşülürse, ondan sonraki amele başlanmadığı
takdirde, o rüknün yapılması gerekir. Meselâ, sure okunmaya başlanmadan önce,
Fatiha'nın okunup okunmadığından şüpheye düşülürse, Fatiha'nın okunması
gerekir. Ama rükün olmayan söz konusu amel yapıldıktan sonra, önceden yapılmış
olduğu anlaşılırsa, fazla rükün yapılmadığından dolayı namaz sahihtir.
1176- Bir rüknün örneğin teşehhüt okunurken iki
secdenin yapılıp yapılmadığından şüphe edilirse, şüpheye itina edilmemelidir.
Eğer rüknün yapılmadığı hatırlanırsa, sonraki rükne başlanmadığı takdirde
yerine getirilmelidir. Sonraki rükne başlandığı takdirde ise, namaz batıl olur.
Örneğin, sonraki rekâtın rükûsundan önce iki secdenin yapılmadığı hatırlanırsa,
secdelerin yapılması gerekir ve eğer rükûda veya rükûdan sonra hatırlanırsa,
namaz batıl olur.
1177- Rükün olmayan bir amelin yapılıp
yapılmadığın-dan şüpheye düşülürse, ondan sonraki işe başlandığı takdirde, şüpheye
itina edilmemelidir. Örneğin sure okunurken Fatiha'nın okunup okunmadığından
şüpheye düşülürse, şüphe dikkate alınmamalıdır. Fakat sonra yapılmadığı
anlaşılırsa, sonraki rükne başlanmadığı takdirde yapılması gerekir. Sonraki
rükne başlandığı takdirde ise, kılınan namaz sahihtir. O hâlde, örneğin kunutta
Fâtiha'nın okunmadığı hatırlanırsa, okunması gerekir; eğer rükûda farkına
varılırsa, kılınan namaz sahihtir.
1178- Namazın selâmının verilip verilmediği
hakkında şüpheye düşülürse, namazdan sonraki müstehap olan amellere veya başka
bir amele başlanmışsa veya namazı bozacak bir iş yapılarak namaz vaziyetinden
çıkılmışsa, şüpheye itina edilmemelidir; eğer bu denilenlerden önce şüpheye
düşülürse, selâmın okunması gerekir. Ancak selâmın doğru okunup okunmadığından şüphe edilirse, ister diğer
bir işe başlanılsın, ister başlanılmasın, şüpheye itina edilmemelidir.
2- Selâmdan Sonra Şüphe Etmek
1179- Selâmdan sonra, namazın sahih olarak
yapılıp yapılmadığından örneğin, rükûnun yapılıp yapılmadığından veya dört
rekâtlı bir namazda selâmdan sonra, dört rekât mı, beş rekât mı kılındığından
şüpheye düşülürse, şüpheye itina edilmemelidir. Fakat eğer şüphenin her iki
tarafı da namazın batıl olmasını gerektirirse, örneğin dört rekâtlı na-mazda
selâmdan sonra, üç rekât mı, beş rekât mı kılındığına dair şüpheye düşülürse,
namaz batıl olur.
3- Vakit Geçtikten Sonra Şüphe Etmek
1180- Namazın vakti geçtikten sonra, namazın
kılınıp kılınmadığından şüphe edilirse veya kılınmadığı sanılırsa, kılınması
gerekmez. Ama vakit çıkmadan önce, namazın kılınıp kılınmadığından şüphe edilir
veya kılınmadığı sanılırsa, söz konusu namazın kılınması gerekir. Hatta
kılındığı bile sanılsa, yine kılınması gerekir.
1181- Vakit geçtikten sonra, namazın doğru
kılınıp kılınmadığından şüphe edilirse, şüpheye itina edilmemelidir.
1182- Öğle ve ikindi namazının vakti geçtikten
sonra, dört rekât namaz kılındığı bilinir; ancak öğle mi, ikindi mi niyetiyle
kılındığı bilinmezse, "üzerine farz olan namaz" niyetiyle dört rekât
kaza namazı kılınmalıdır.
1183- Akşam ve yatsı namazının vakti geçtikten
sonra, bir namaz kılındığı bilinir; ancak üç rekât mı, dört rekât mı kılındığı
bilinmezse, hem akşam hem de yatsı namazının kaza edilmesi gerekir.
4- Çok Şüpheye Düşen Kimsenin Şüphesi
1184- Bir namazda üç defa veya peş peşe gelen üç
na-mazda -meselâ, sabah, öğle ve ikindi namazlarında- şüpheye düşen, "çok
şüphe eden kimse" (=kesir'üş-şekk)
sayılır. Böyle bir şahsın çok şüphe etmesi sinir, korku veya duyguların
perişanlığından kaynaklanmazsa, şüphesine itina etmemelidir.
1185- Çok
şüphe eden kişi, yapılması namazın batıl olmasını gerektirmeyen bir şeyi yerine
getirip getirmediğinden şüphe ederse, onu yaptığını kabul etmelidir. Örneğin,
rükû edip etmediğinde şüphe ederse, onu yaptığını kabul etmelidir. Fakat
yapılması namazın batıl olmasını gerektiren bir şeyi yapıp yapmadığından şüphe
ederse, onu yapmadığını kabul etmelidir. Örneğin, bir rekâtta bir mi, iki mi
rükû yaptığından şüphe ederse, fazla rükû yap-mak namazı bozduğundan, birden
fazla rükû yapmadığını kabul etmelidir.
1186- Namazın belli bir şeyinde çok şüphe eden
bir kimse, diğer şeylerde şüphe ederse, şüpheyle ilgili hükme uymalıdır.
Örneğin, secde konusunda çok şüphe eden bir kimse, rükû yapıp yapmadığından
şüphe ederse, bu şüpheyle ilgili hükme uymalıdır. Yani ayakta ise, rü-kûya
gitmeli ve eğer secdeye gitmişse, şüphesine itina etmemelidir.
1187- Belli bir namazda, örneğin öğle namazında
çok şüphe eden bir kimse, başka bir namazda örneğin ikindi namazında şüphe
ederse, şüphesiyle ilgili hükümlere uymalıdır.
1188- Sadece belli bir yerde namaz kıldığında
çok şüp-heye düşen bir kimse, başka bir yerde namaz kılarken şüpheye düşerse,
şüpheyle ilgili hükümlere uymalıdır.
1189- Namaz hususunda çok şüpheci sayılıp
sayılmadığından şüphe eden bir kimse, şüpheyle ilgili hükümlere uymalıdır. Çok
şüphe eden kimse ise, normal insanların durumuna döndüğünden emin olmayıncaya
kadar, şüphesine itina etmemelidir.
1190- Çok şüphe eden bir kimse, bir rüknü yapıp
yap-madığından şüphe eder ve şüphesine itina etmez; ancak daha sonra
yapmadığını hatırlarsa, sonraki rükne başlamadığı takdirde, onu yapması
gerekir. Sonraki rükne başladığı takdirde ise, namazı batıl olur. Örneğin, rükû
yapıp yapma-dığından şüphe eder ve şüphesine itina etmez; ancak secdeden önce
rükû yapmadığını hatırlarsa, rükûyu yapması gerekir; eğer secdede hatırlarsa,
namazı batıl olur.
1191- Çok şüphe eden bir kimse, rükün olmayan
bir şeyi yapıp yapmadığından şüphe eder ve şüphesine itina etmez; ancak daha
sonra yapmadığını hatırlarsa, yeri geçmemişse onu yapmalıdır ve eğer yeri
geçmişse, namazı sahihtir. Örneğin, Fatiha'yı okuyup okumadığından şüpheye
düşer ve şüphesine itina etmez; ancak kunut okurken Fatiha'yı okumadığını
hatırlarsa, Fatiha'yı okumalıdır; eğer rükûda hatırlarsa, namazı sahihtir.
5- İmam ve Cemaatin Şüphesi
1192- Eğer imam rekâtların sayısında örneğin, üç
rekât mı, dört rekât mı olduğunda şüpheye düşerse, imama uyan dört rekât
kıldıklarından emin olur veya buna dair zannı olur ve herhangi bir yolla bunu
imama anlatabilirse, imamın namazı tamamlaması gerekir ve ihtiyat namazı
kılması da gerekmez. Aynı şekilde imam, kaç rekât kılındığını kesin veya zanni
olarak bilir; ancak imama uyan, rekâtların sayısında şüpheye düşerse, imama
uyanın kendi şüphesine itina etmemesi gerekir.
6- Müstehap Namazda Şüphe Etmek
1193- Müstehap namazlarda rekât sayısında şüphe
edildiğinde, şüphenin çok tarafı namazın batıl olmasını gerektiriyor ise, az
tarafa karar verilmelidir. Örneğin, sabah namazının sünnetinde iki rekât mı, üç
rekât mı kılındığından şüphe edilirse, iki rekât kılındığına karar
verilmelidir. Eğer şüphenin çok tarafı, namazın batıl olmasını gerektir-miyor
ise örneğin, bir rekât mı, iki rekât mı kılındığından şüphe edilirse, şüphenin
hangi tarafına karar verilip uyulur-sa namaz sahihtir.
1194- Farz ihtiyat gereği rüknün eksik
yapılması, müs-tehap namazı batıl eder; fakat fazla yapılması onu batıl et-mez.
O hâlde, nafile namazının gereklerinden biri unutulur ve sonraki rükne
başlandıktan sonra hatırlanırsa, o amelin yapılması ve rüknün de ikinci kez
yerine getirilmesi gerekir. Örneğin, rükûda surenin okunmadığı hatırlanırsa,
kalkılıp sure okunmalı, sonra rükû yapılmalıdır.
1195- Nafile namazların amellerinden birinde
şüpheye düşülürse, -şüphelenilen şey ister rükün olsun, ister rükün olmasın-
yeri geçmediği takdirde yapılmalıdır. Eğer yeri geçmişse, şüpheye itina
edilmemelidir.
1196- İki rekâtlı müstehap bir namazda, üç veya
daha çok kılındığı ya da iki rekât veya daha az kılındığı sanılırsa, zanna göre
hareket edilmelidir. Örneğin, bir rekât kılındığı sanılırsa, ihtiyat edilerek
bir rekât daha kılınmalıdır. Ancak zanna göre hareket etmek, namazın batıl
olmasını gerektirirse, bu durumda zan şüphe hükmünü taşır [dolayısıyla şüpheyle
ilgili hükümlerin uygulanması gerekir.]
1197- Nafile namazında sehiv secdesini gerektiren
bir iş yapılır ya da bir secde veya teşehhüt unutulursa, namazdan sonra sehiv
secdesini yapmak veya secde ve teşehhüdü kaza etmek gerekmez.
1198- Müstehap bir namazın kılınıp
kılınmadığından şüphe edilirse, bu namaz "Cafer-i Tayyar Namazı"[53][53] gibi
belli vakti olmayan bir namaz olursa, kılınmadığı kabul edilmelidir. Günlük
namazların sünnetleri gibi belli vakitleri olur ve vakti geçmeden kılınıp
kılınmadığından şüphe edilirse, yine kılınmadığına karar verilmelidir. Fakat
vakti geçtikten sonra, böyle bir şüpheye düşülürse, şüpheye itina
edilmemelidir.
teşekkür ederim
YanıtlaSil