798- Namaz kılanın elbisesiyle ilgili olarak
altı tane şart vardır.
1) Temiz olmalı.
2) Mubah (=gasp
edilmemiş ) olmalı.
3) Lâşe hayvanın parçasından yapılmamalı.
4) Yenmeyen hayvanın parçasından yapılmamalı.
5-6) Namaz kılan, erkek ise, elbisesi halis ipek ve altın
işlemeli olmamalıdır.
Bu şartlarla ilgili ayrıntılı açıklamalara, ilerideki
hükümlerde değinilecektir.
1. Şart:
799- Namaz kılanın elbisesi temiz olmalıdır.
Bilerek necis beden veya elbiseyle kılınan namaz, batıl olur.
800- Necis elbise ve bedenle kılınan namazın
batıl olduğunu bilmez ve bu hükmü öğrenmemekte geçerli özrü bulunmaz ve bu
yüzden necis elbise veya bedenle namaz kılarsa, namazı batıldır.
801- Geçerli özrü bulunmaksızın şer'î hükmü
bilmemek yüzünden, necis olan bir şeyin örneğin necis yiyen devenin terinin
necis olduğu bilinmez ve onunla namaz kılınırsa, namaz batıl olur.
802- Beden veya elbisenin necis olduğu bilinmez;
ancak namazdan sonra anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir. Ama müstehap ihtiyat
gereği, vakit olduğu durumda, namaz iade edilmelidir.
803- Beden veya elbisenin necis olduğu unutulur;
ancak namazda veya namazdan sonra farkına varılırsa, namaz iade edilmelidir.
Eğer vakit geçmişse, kaza edilmelidir.
804- Vakit müsait iken namaza başlayan kimse,
namazda beden veya elbisesi necis olur; ancak namazın herhangi bir cüz'ünü
necasetli olarak okumadan önce bunu fark ederse ya da beden veya elbisesinin
necis olduğunu anlar; ancak o vakitte mi yoksa daha önce mi necis olduğundan
şüpheye düşerse, beden veya elbisesini yıkaması ya da elbisesini çıkarması veya
değiştirmesi, namazın bozulmasına sebep olmayacaksa, namaz hâlinde beden veya
elbisesini yıkamalı ya da elbisesini değiştirmeli ya da avret yerini başka bir
şey örtmüş olursa, elbiseyi çıkarmalıdır. Ama, eğer beden veya elbisesini
yıkaması ya da değiştirmesi veya çıkarması namazın bozulmasına sebep olacak
veya elbisesini çıkardığında çıplak kalacaksa, namazı boz-malı, temiz beden ve
elbiseyle namaz kılmalıdır.
805- Vakit darlığında namaza başlayan kimse,
namazda elbisesi necis olur ve namazı o şekilde kılmadan elbisesinin necis
olduğunu anlar veya elbisesinin necis ol-duğunu anlar ancak o vakit mi yoksa
önceden mi necis olduğundan şüpheye düşerse, elbiseyi yıkamak, değiştirmek veya
çıkarmak namazı bozmayacak olursa, elbiseyi yıkamalı veya değiştirmeli ya da
avret yerini bir başka şey örtmüşse, elbisesini çıkararak namazı bitirmelidir.
A-ma, üzerinde avret yerini örten bir başka şey bulunmaz, elbiseyi de yıkayamaz
veya değiştiremezse, elbiseyi çıkarıp çıplaklar için açıklanan hükümlere göre
namazı bitirmelidir. Ama, elbiseyi yıkayacak veya değiştirecek olursa, namazı
bozulur, soğuk ve benzeri bir şey yüzünden de elbiseyi çıkaramazsa, o şekilde
namazı bitirmesi gerekir ve namazı sahihtir.
806- Vakit darken namaza başlayan kimsenin
namazda bedeni necis olur ve necisli olarak namazın herhangi bir cüz'ünü
kılmadan necis olduğunu anlar veya bedeninin ne-cis olduğunu anlar; ancak o
vakit mi, yoksa önceden mi necis olduğundan şüpheye düşerse, bedeni yıkaması
namazın bozulmasına sebep olmazsa yıkamalıdır; eğer namazın bozulmasına sebep
olacaksa, o şekilde namazı bitirmesi gerekir ve namazı sahihtir.
807- Beden veya elbisesinin temiz olduğundan
şüpheye düşen kimse, namaz kılar ve namazdan sonra beden veya elbisesinin necis
olduğunu anlarsa, namazı sahihtir.
808- Elbisesini yıkar ve temizlendiğinden emin
olur ve onunla namaz kılar; ancak namazdan sonra temizlenmemiş olduğunu
anlarsa, kılınan namaz sahihtir.
809- Beden veya elbisede kan görülür ve
kesinlikle necis kanlardan olmadığı örneğin, sivri sinek kanı olduğu bilinir;
ancak namazdan sonra kendisiyle namaz kılınmayan kanlardan olduğu anlaşılırsa,
kılınan namaz sahihtir.
810- Elbise veya bedende bulunan kanın, namazı
boz-mayan necis kanlardan örneğin, çıban ve yara kanı olduğundan emin olunur
[ve öylece namaz kılınır]; ancak namazdan sonra namazı bozan kanlardan olduğu
anlaşılırsa, kılınan namaz sahihtir.
811- Bir şeyin necis olduğu unutularak ıslak
beden veya elbise ona değdirilir ve öylece namaz kılınır ve namazdan sonra
hatırlanırsa, kılınan namaz sahihtir. Ama, eğer beden ıslakken necis olduğu
unutulan bir şeye değer ve ne-cis olan yer yıkanmadan gusledilir ve öylece
namaz kılınırsa, alınan gusül ve kılınan namaz batıl olur. Yine herhangi bir
abdest organı ıslak iken necis olduğu unutulan bir şeye dokundurulur ve ora
yıkanmadan önce abdest alınıp namaz kılınırsa, alınan abdest ve kılınan namaz
batıl olur.
812- Bir tek elbisesi olan kimsenin beden ve
elbisesi necis olur ve yalnızca onlardan birini yıkamaya yetecek kadar suyu
bulunursa, elbisesini çıkarıp bedenini yıkamalı ve namazı da çıplaklar için
açıklanan hükümlere göre yerine getirmelidir. Ama havanın soğuk olmasından veya
diğer bir özürden dolayı elbisesini çıkaramadığı takdirde, her iki necaset
derece açısından eşit olur ise, meselâ, her ikisi de idrar veya kan olur
veyahut bedenin necaseti örneğin iki kez yıkanmayla pak olan idrar gibi galiz
ve şiddetli necaset olursa, farz ihtiyat gereği beden yıkanmalıdır. Eğer
elbisenin necaseti daha çok veya daha şiddetli olursa, elbise veya bedenden
hangisini isterse, yıkayabilir.
813- Necis elbiseden başka elbisesi olmayan
kimse, vakit dar olur veya [vakit dar olmaz ancak] temiz elbise bulabileceğine
ihtimal vermez, havanın soğuk olmasından veya başka bir özürden dolayı
elbisesini çıkaramazsa, aynı elbiseyle namaz kılmalıdır ve bu şekilde kılınan
namaz sahihtir. Ama elbisesini çıkarabilirse, namazı çıplaklar için açıklanan
hükümlere göre kılması gerekir.
814- İki tane elbisesi olan kimse, onlardan
birinin necis olduğunu bilir; ancak hangisinin necis olduğunu bilmez ve her
ikisini de yıkayamazsa, eğer vakit müsait olursa, her iki elbiseyle namaz
kılması gerekir. Meselâ, öğle ve ikindi namazı kılmak isterse, elbiselerin her
birisi ile bir öğle ve bir ikindi namazı kılması gerekir. Ama, vakit dar ise,
çıplaklarla ilgili olarak açıklanan şekilde namaz kılması ve farz ihtiyat
gereği namazı, temiz elbiseyle kaza etmesi gerekir.
2. Şart:
815- Namaz kılanın elbisesi, mubah olmalıdır.
Gasp edilmiş elbise giymenin haram olduğunu bilen kimse, bilerek gasp edilmiş
elbiseyle veya ipi, düğmesi veya başka bir şeyi gasp edilmiş olan elbiseyle
namaz kılarsa, farz ihtiyat gereği kıldığı namazı, gasp edilmemiş bir elbiseyle
iade etmelidir.
816- Gasp edilmiş elbise giymenin haram olduğunu
bilen ancak, namazı batıl ettiğini bilmeyen kimse, bilerek gasp edilmiş
elbiseyle namaz kılarsa, kıldığı namazı gasp edilmemiş elbiseyle iade
etmelidir.
817- Elbisesinin gasp edilmiş olduğunu bilmeyen
veya unutan kimse, o elbiseyle namaz kılarsa, namazı sahihtir. Ama kendisi onu
gasbetmiş olur ve onunla namaz kılarsa, farz ihtiyat gereği namazı iade
etmelidir.
818- Elbisesinin gasp edilmiş olduğunu bilmeyen
veya unutan kimse, namazda farkına varırsa, eğer üzerinde avret yerini örten
başka bir şey olur, çabucak veya namazın mu-valatını (=peş peşe olmasını) bozmadan elbiseyi çıkarabilecekse,
çıkarmalıdır ve namazı sahihtir. Eğer üzerinde avret yerini örten başka bir şey
olmaz veya gasp edilmiş elbiseyi derhal çıkaramaz ya da çıkardığında namaz
fiillerinin peş peşe olması bozulursa, hatta bir rekâtlık vakti bile olsa,
namazı bozmalı ve gasp edilmemiş elbiseyle namaz kılmalıdır. Eğer bu kadar
vakti de olmazsa, namaz hâlinde elbisesini çıkarmalı ve çıplaklar için açıklanan
hükümlere göre namazını bitirmelidir.
819- Canını korumak veya örneğin gasp edilmiş
elbisenin çalınmasını önlemek için, gasp edilmiş elbiseyle namaz kılan kimsenin
kıldığı namaz sahihtir.
820- Bizzat zekât veya humusu verilmemiş parayla
satın alınan elbiseyle kılınan namaz batıldır. Yine belli para değil de
herhangi bir para karşılığı alınır ancak muamele yapıldığı zaman, humusu veya
zekâtı verilmemiş paradan ödenmesi kastedilirse, aynı hüküm geçerlidir.
3. Şart:
821- Namaz kılanın elbisesi, akıcı kanı olan
yani damarı kesildiğinde kanı sıçrayan ölü hayvanın parçalarından olmamalıdır.
Hatta farz ihtiyat gereği, balık gibi akıcı kanı olmayan ölü hayvandan yapılan
elbiseyle de namaz kılınmamalıdır.
822- Farz ihtiyat gereği, namaz kılanın
üzerinde, elbisesi bile olmasa, ölü hayvanın et ve derisi gibi canı olan
kısımlarından bir şey bulunmamalıdır.
823- Eti yenen ölü hayvanın yün ve kılı gibi
canı olmayan kısımlarından bir şey namaz kılanın üzerinde olur veya onlardan
yapılmış elbiseyle namaz kılınırsa, namaz sahihtir.
4. Şart:
824- Namaz kılanın elbisesi, eti yenmeyen
hayvandan yapılmamalıdır. Namaz kılanın üzerinde ondan bir kıl bile olsa, namaz
batıl olur.
825- Kedi gibi eti yenmeyen bir hayvanın
salyası, sümüğü veya başka bir rutubeti namaz kılanın beden veya elbisesinde
olursa, ıslak olduğu takdirde namaz batıldır; eğer kurur ve kendisi de
giderilirse, namaz sahihtir.
826- Namaz kılanın bedeninde veya elbisesinde
insan saçının, terinin veya tükürüğünün bulunmasının sakıncası yoktur. Eğer
namaz kılanın yanında inci, mum ve bal olursa, yine aynı hüküm geçerlidir.
827- İster Müslüman memlekette yapılsın, ister
Müslüman olmayan memlekette, eti yenen veya eti yenmeyen hayvandan yapıldığı
konusunda şüpheye düşülen elbiseyle namaz kılmanın sakıncası yoktur.
828- Hayvandan olduğuna ihtimal verilen sedef
düğme ve benzeriyle namaz kılmanın sakıncası yoktur. Eğer sedef olduğu bilinir;
ancak sedefte et olmadığına ihtimal verilirse, onunla namaz kılmanın sakıncası
yoktur.
829- Sincap ve as postuyla namaz kılmanın sakıncası
yoktur.
830- Eti yenmeyen bir hayvandan olduğu
bilinmeyen bir elbiseyle namaz kılmak sahihtir. Ama eğer unutularak kılınırsa,
farz ihtiyat gereği namaz iade edilmelidir.
5. Şart:
831- Erkekler için altın dokumalı elbise giymek
haramdır ve bu elbiseyle kılınan namaz batıldır. Ama kadının, namazda ve namaz
dışında altın dokumalı elbise giymesinin sakıncası yoktur.
832- Erkeğin altın ziynet kullanması örneğin,
boynuna altın zincir, parmağına altın yüzük, koluna altın saat takması,
haramdır ve onunla kılınan namaz batıldır. Farz ihtiyat gereği, altın gözlük
kullanmaktan da sakınılmalıdır. A-ma kadının namazda ve namaz dışında altını
ziynet olarak kullanması sakıncasızdır.
833- Yüzük veya elbisesinin altından olduğunu
bilmeyen veya unutan ve onunla namaz kılan erkeğin kıldığı na-maz sahihtir.
6. Şart:
834- Namaz kılan erkeğin elbisesi saf ipek
kumaştan olmamalıdır. Namaz dışında da erkeğin bu tür elbise giymesi haramdır.
Farz ihtiyat gereği, takke ve kemer gibi tek başına avret yerini örtmeyecek
kadar küçük olan şeyler de halis ipekten olmamalıdır.
835- Erkeğin, astarının hepsi veya bir kısmı saf
ipekten olan elbiseyi giymesi haramdır ve onunla kılınan namaz batıldır.
836- Saf ipekten mi, yoksa başka kumaştan mı
olduğu bilinmeyen elbiseyi giymenin sakıncası yoktur ve onunla kılınan namaz
sahihtir.
837- İpek mendil veya benzeri bir şeyin erkeğin
ce-binde olmasının sakıncası yoktur ve namazı da batıl et-mez.
838- Kadının namazda veya namaz dışında ipek
elbise giymesinin sakıncası yoktur.
ELBİSE VE ŞARTLARIYLA İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER
839- Çaresizlik hâlinde, gasp edilmiş, saf ipek
kumaştan yapılmış, altın dokumalı ve ölü hayvandan yapılmış elbiseyi giymenin
sakıncası yoktur. Başka elbisesi olmayan kimse, elbise giymek zorunda olursa,
vaktin sonuna kadar da bu durumu devam ederse, bu elbiselerle namaz kılabilir.
840- Gasp edilmiş ve ölü hayvandan yapılmış
elbiseden başka elbisesi olmayan ancak elbise giymek zorunda bulunmayan kimse,
çıplakların kıldığı şekilde namaz kılmalıdır.
841- Eti yenmeyen hayvandan yapılan elbiseden
başka elbisesi olmayan ve elbise giymek zorunda bulunan kimse, o elbiseyle
namaz kılabilir. Eğer elbise giymek zorunda kalmazsa, çıplakların kıldığı
şekilde namaz kılmalıdır ve farz ihtiyat gereği bir namaz da o elbiseyle
kılmalıdır.
842- Erkeğin saf ipek veya altın dokumalı
elbiseden başka elbisesi bulunmaz ve elbise giymek zorunda da olmazsa,
çıplakların kıldığı şekilde namaz kılmalıdır.
843- Namazda avret yerini örtecek bir şeyi
bulunmayana kiralayarak veya satın alarak bile olsa böyle bir şeyi hazırlaması
farzdır. Ama onu hazırlamak, gücünün ötesinde bir parayı gerektirirse veya
parayı elbiseye harcadığı takdirde durumuna zarar verecek ve onu etkileyecek
olursa, çıplakların kıldığı şekilde, namaz kılması gerekir.
844- Elbisesi olmayan kimseye, başka birisi
elbise bağışlar veya ödünç verirse, verilen şeyi kabul etmek onun için
meşakkatli olmadığı takdirde, kabul etmesi gerekir. Hatta ödünç veya bağış
talebinde bulunmak onun için zor olmazsa, elbisesi olan kimseden ödünç veya
bağış istemelidir.
845- Farz ihtiyat gereği insan, dikimi, rengi
veya kumaşı açısından giymek isteyenin durumuna uygun olmayan şöhret elbisesini
giymekten sakınmalıdır. Ama o elbiseyle namaz kılmanın sakıncası yoktur.
846- Farz ihtiyat gereği erkek, kadın elbisesi
ve kadın da erkek elbisesi giymemelidir. Ama o elbiseyle namaz kılmanın
sakıncası yoktur.
847- Yatarak namaz kılması gereken kimse, eğer
çıplak olur, yorgan veya yatağı necis veya halis ipek veya eti yenmeyen
hayvanın parçalarından yapılmış olursa, farz ihtiyat gereği namazda bunlarla
örtünmemelidir.
NAMAZDA BEDEN VE ELBİSENİN TEMİZ OLMASI
GEREKMEYEN DURUMLAR
848- İleride ayrıntıları açıklanacak şu üç
durumda, ne-cis beden veya elbiseyle kılınan namaz sahihtir:
1) Bedende bulunan yara, cerahat veya çıban vasıtasıyla elbisesi
veya bedeni kana bulaşırsa.
2) Beden veya elbisesi bir dirhemden [yaklaşık işaret
parmağının bir boğumundan] daha az kana bulaşmış olursa.
3) Necis elbise veya bedenle namaz kılmaya mecbur kalırsa.
Şu iki durumda da yalnızca necis elbiseyle kılınan namaz
sahihtir:
1) Çorap ve takke gibi küçük elbiseleri necis olursa.
2) Çocuğa bakan bir kadının elbisesi necis olursa.
Bu beş durumla ilgili ayrıntılar sonraki hükümlerde
açıklanacaktır.
849- Namaz kılanın bedeninde veya elbisesinde
yara, cerahat veya çıban kanı bulunur ve beden veya elbiseyi yıkamak ya da
elbiseyi değiştirmek halkın çoğu için veya sadece o kimse için zor olursa,
yara, cerahat veya çıban iyileşmedikçe, o kanla namaz kılabilir. Yine kanla
gelen pislik veya yara üzerine konulan ilaç necis olur ve elbise ve bedenine
bulaşırsa, aynı hüküm geçerlidir.
850- Çabuk iyileşen ve yıkanması kolay olan yara
ve kesikten gelen kan, namaz kılanın elbise veya organında bulunursa, onunla
kılınan namaz batıldır.
851- Elbise veya bedenin yaraya uzak olan bir yeri,
yaranın rutubetiyle necis olursa, onunla namaz kılmak caiz değildir. Ama eğer
normalde elbise veya bedenden rutubete bulaşan miktarı o rutubetle necis
olursa, onunla namaz kıl-manın sakıncası yoktur.
852- Ağız, burun ve benzeri organın içinde
bulunan yaradan gelen kan, beden veya elbiseye bulaşırsa, farz ihtiyat gereği
onunla namaz kılınmamalıdır. Ama memeleri içerde bile olsa basur kanıyla namaz
kılınır.
853- Bedeninde yara olan bir kimse, beden veya
elbisesinde kan görür ve yaranın kanı mı, yoksa başka bir kan mı olduğunu
bilmezse, onunla namaz kılmasının sakıncası yoktur.
854- Bedende birkaç yara olur ve bir tek yara
hesap edilecek şekilde birbirlerine yakın olurlarsa, hepsi iyileşmedikçe,
onların kanıyla namaz kılmanın sakıncası yoktur. Ama her biri tek başına bir
yara sayılacak kadar birbirlerinden uzak olurlarsa, hangisi iyileşirse, namaz
kılmak için o yaradan elbise veya bedene bulaşan kan yıkanmalıdır.
855- Namaz kılanın beden veya elbisesinde iğne
ucu kadar hayız (=âdet) veya nifas (=lohusalık) kanı bulunursa, namaz batıl olur.
Farz ihtiyat gereği, istihaze kanı da olmamalıdır. Ama insanın kanı, eti yenen
hayvanın, köpeğin, domuzun, kâfirin, ölü hayvanın ve eti yenmeyen hayvanın kanı
namaz kılanın beden veya elbisesinin bir kaç yerinde olsa da, üst üste bir
dirhemden [işaret parmağının bir boğumundan] az oldukları takdirde, onunla
namaz kılmanın sakıncası yoktur. Ancak
köpek, kâfir, ölü hayvan ve eti yenmeyen hayvanın kanından sakınmak, müstehap
ihtiyattır.
856- Astarsız elbiseye dökülüp arkasından çıkan
kan, bir kan olarak hesap edilir; ama onun arkasına ayrı bir kan değmişse, farz
ihtiyat gereği her birini ayrı hesap etmek gerekir. O hâlde elbisenin yüzü ve
arkasındaki kan üst üste dirhemden [işaret parmağının bir boğumundan] daha az
olursa, onunla namaz sahihtir; eğer fazla olursa, namaz batıldır.
857- Kan, astarlı elbisenin üstüne dökülür ve
astarına da ulaşır veya astarına dökülür de elbisenin yüzü de kan olursa, her
birini ayrı hesap etmek gerekir. O hâlde elbisenin üstünde ve astarında olan kan,
birlikte dirhemden [işaret parmağının bir boğumundan] az olursa, onunla namaz
sahihtir; eğer daha fazla olursa, namaz batıldır.
858- Beden veya elbisede olan kan, dirhemden
[işaret parmağının bir boğumundan] az olur ve rutubet ona ulaşırsa, kan ve ona ulaşan
rutubet, dirhem [bir boğum] ölçüsünde veya daha fazla olduğu ve etrafa
bulaştığı takdirde, onunla namaz batıl olur. Hatta kan ve rutubet, dirhem [bir
boğum] kadar olmasa ve etrafa bulaşmasa bile, onunla namaz kılmak sakıncalıdır.
Eğer rutubet kanla karışıp kaybolursa, namaz sahihtir.
859- Elbise veya beden kanlanmayıp kana değmek
sonucu necis olursa, necis olan kısım dirhemden [işaret parmağının bir
boğumundan] az bile olsa, onunla namaz kı-lınmaz.
860- Elbise veya bedende bulunan kan, dirhemden
[işaret parmağının bir boğumundan] az olur ve başka bir necaset ona değerse,
meselâ, bir damla idrar onun üzerine düşerse, onunla namaz kılmak caiz
değildir.
861- Namaz kılanın takke ve çorap gibi avret
yerini örtmeyecek kadar küçük olan elbiseleri necis olursa, lâşe ve eti
yenmeyen hayvandan yapılmadığı takdirde, onlarla kılınan namaz sahihtir ve yine
necis yüzükle namaz kılmanın sakıncası yoktur.
862- [Farz] ihtiyat gereği, kendisiyle avret
yeri örtülebilen necis bir şey, namaz kılanın üzerinde olmamalıdır. Ama bu
meseleyi bilmeyen kimse, bir müddet bu şekilde namaz kılmışsa, o namazları kaza
etmesi gerekmez.
863- Çocuk bakıcısı olan bir kadının, birden
fazla elbisesi olmazsa, eğer yirmi dört saatte bir defa elbisesini yıkarsa,
sonraki güne kadar o elbise çocuğun idrarından ne-cis olsa bile, aynı elbiseyle
namaz kılabilir. Ama farz ihtiyat gereği, elbisesini yirmi dört saat içinde
hangi namazdan önce necis olmuşsa, o namaz için yıkamalıdır. Yine birden fazla
elbisesi olur da onların hepsini giymesi gerekiyorsa, bunların hepsini yirmi
dört saat içerisinde açıklandığı üzere bir kere yıkarsa kafidir.
Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili Müstehaplar
864- Namaz kılanın elbisesiyle ilgili
müstehapların baş-lıcaları şunlardır:
1) Başa sarık takıp bir ucunu çene altından geçirmek.
2) Aba giymek.
3) Beyaz elbise giymek.
4) En temiz elbiseler giymek.
5) Güzel koku kullanmak
6) Akik yüzük takmak.
Namaz Kılanın Elbisesiyle İlgili Mekruhlar
865- Namaz kılanın elbisesiyle ilgili olarak
mekruh olan şeylerden bazıları şöyledir:
1) Siyah veya kirli veyahut dar elbiselerin giyilmesi.
2) İçki içen ve necasetten kaçınmayan insanın elbisesinin
giyilmesi.
3) Üzerinde resim bulunan elbiselerin giyilmesi.
4) Elbiselerin düğmesinin açık olması.
5) Üzerinde resim bulunan yüzüğün takılması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder