20 Temmuz 2012 Cuma

ÂYAT NAMAZIYLA İLGİLİ HÜKÜMLER


1491- Kılınma şekli ileride açıklanacak olan âyat namazı dört şeyden dolayı farz olur:
1) Güneş tutulması -kısmen olup hiç kimse korkmasa da-
2) Ay tutulması -kısmen olup hiç kimse korkmasa da-
3) Deprem -kimse korkmasa bile-
4) Gök gürültüsü, şimşek çakması, kara ve kızıl rüzgârların esmesi ve benzeri şeyler. Elbette halkın genelinin korkuya düştüğü takdirde, farz ihtiyat gereği bu gibi hadiselerde âyat namazı kılınmalıdır.
1492- Âyat namazını gerektiren birden fazla olay gerçekleşirse, onların her birisi için bir âyat namazı kılınmalıdır. Meselâ, hem güneş tutulur, hem de deprem olursa, iki âyat namazı kılınmalıdır.
1493- Bir kimsenin üzerine hepsi aynı sebebe dayanan bir kaç âyat namazı farz olursa, meselâ, üç defa güneş tutulur; ancak hiçbirinin namazını kılmamışsa, kazasını kılarken hangisini hangi tutuluştan dolayı kıldığını ayırt etmesi gerekmez. Yıldırım düşmesi, kara ve kızıl yellerin esmesi vb. sebepler için bir kaç âyat namazı farz olmuşsa, aynı hüküm geçerlidir. Fakat güneş ve ay tutulması ve depremden dolayı veya bunlardan ikisi için, üzerine namaz farz olmuşsa, farz ihtiyat gereği niyet ederken hangisi için âyat namazı kılacağını belirtmesi gerekir.
1494- Âyat namazını gerektiren şeyler hangi şehirde meydana gelirse, sadece oranın halkı âyat namazı kılmalıdır; başka yerlerin halkına farz olmaz. Fakat o şehirle bir sayılabilecek kadar yakın olan yerlerin halkına âyat namazı farz olur.
1495- Güneş veya ay tutulmaya başladığı andan itibaren insan âyat namazını kılmalıdır. Farz ihtiyat gereği, açılmaya başlayıncaya kadar namaz geciktirilmemelidir.
1496- Âyat namazı güneş veya ay açılmaya başladığı ana kadar ertelenirse, farz ihtiyat gereği eda veya kaza niyeti edilmemelidir. Fakat tamamen açılmalarından sonra, âyat namazı kılınırsa, kaza olarak niyet edilmelidir.
1497- Güneş veya ayın tutulma müddeti bir rekât kılınacak vakitten fazla olur ve de namaz kılınmaz; ancak açılmaya başlamasına bir rekâtlık süre kaldığında kılınmak istenirse, eda niyeti yapılmalıdır. Hatta eğer onların tutulma müddeti bir rekât kadar bile olsa, farz ihtiyat gereği âyat namazı eda olarak kılınmalıdır.
1498- Deprem, yıldırım, şimşek ve benzerleri meydana geldiği zaman, âyat namazı hemen kılınmalıdır; kılınmaz-sa günah işlenmiş olur ve ömrün sonuna kadar kılınması farzdır; ne zaman kılınırsa, eda sayılır.
1499- Ay veya güneş açıldıktan sonra hepsinin tutulduğu anlaşılırsa, âyat namazı kaza edilmelidir. Fakat bir miktarının tutulmuş olduğu anlaşılırsa, kaza edilmesi farz değildir.
1500- Ayın veya güneşin tutulduğunu söyleyen bir grup insanın sözünden insan yakine ermez ve âyat namazı kılmaz; ancak daha sonra doğru söyledikleri anlaşılırsa, ay veya güneşin tamamı tutulmuş olduğu takdirde, âyat namazını kılmalıdır. Yine adil oldukları belli olmayan iki kişi ay veya güneşin [tamamının] tutulduğunu söyler; ancak sonradan adil oldukları anlaşılırsa, âyat namazı kılmalıdır. Hatta bu farzda bir kısmının tutulduğu anlaşılırsa, farz ihtiyat gereği âyat namazı kılmalıdır.
1501- İnsan ilmi kurallara dayanarak güneş veya ayın tutulma vaktini bilen kimselerin sözüyle güneş ve ayın tutulduğuna kanaat getirirse, farz ihtiyat gereği âyat namazını kılmalıdır. Yine filan vakit güneş veya ay tutulacak ve şu kadar zaman sürecek deseler ve insan da onların sözüne güvenirse, farz ihtiyat gereği onların sözüne göre amel etmelidir. Meselâ, güneş falan saatte açılmaya başlayacaktır derlerse, ihtiyat ederek namazı o vakte kadar geciktirmemelidir.
1502- Kılınan âyat namazının batıl olduğu anlaşılırsa, ikinci kez kılınmalıdır; vakit geçmişse, kaza edilmelidir.
1503- Günlük namazların vaktinde insanın üzerine â-yat namazı da farz olursa, eğer her ikisine de müsait vakit olursa, istediğini önce kılabilir. Eğer birisinin vakti dar ise, önce vakti dar olanı kılmalıdır; eğer her ikisi için de vakit dar ise, önce günlük namazını kılmalıdır.
1504- Günlük namaz kılınırken âyat namazının vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, günlük namazın da vakti darsa, tamamlanıp sonra âyat namazının kılınması gerekir. Günlük namazının vakti dar değilse, bozulup önce âyat namazı sonra günlük namazı kılınmalıdır.
1505- Âyat namazı kılınırken günlük namazın vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, âyat namazı terk edilip günlük namazı kılınmalıdır. Günlük namazın peşinden namazı bozacak bir iş yapılmadan âyat namazına kalınan yerden devam edilmelidir.
1506- Kadın hayız veya nifas hâlindeyken güneş veya ay tutulur; güneş ve ayın açılma müddetinin sonuna kadar kadının durumu devam ederse, üzerine âyat namazı farz olmaz; kazası da yoktur.
1507- Âyat namazı iki rekâttır ve her rekâtında beş rükû vardır. Kılınma şekli şöyledir: Niyet edildikten sonra tekbir alınır ve bir Fatiha ve bir sure tam olarak okunur. Rükûya gidilir ve rükûdan kalkılır. Yine bir Fatiha ve bir sure okunarak tekrar rükûya gidilir; bu iş beş defa tekrarlanır, beşinci rükûdan doğrulduktan sonra iki secde yapılır, ayağa kalkılıp ikinci rekât da birinci rekât gibi kılınır; teşehhüt okunup selâm verilir.
1508- Âyat namazında; niyet, tekbir ve Fatiha'dan sonra bir surenin ayetleri beşe bölünüp, bir ayet veya daha fazlası okunup rükûya gidilebilir. Rükûdan kalktıktan sonra, Fatiha okunmadan o surenin sonraki ayeti okunup rükûya gidilir. Beşinci rükûya kadar bu şekilde devem edilerek beşinci rükûdan önce okunan sure bitirilir. Meselâ, İhlâs Suresi'nin o-kunması kastıyla "Bismillahirrehmanirrehim" denilir ve rü-kûya gidilir; sonra kalkılır ve "Kul huvellahu ehed" denilip ikinci kez rükûya gidilir; rükûdan kalkılır ve "Ellah'us-se-med"denilir. Yine rükûya gidilip kalkılır ve "Lem yelid ve lem yûled" denilir ve rükûya gidilir, tekrar kalkılır ve "Ve lem yekun lehu kufuven ehed." denilip beşinci rükûya gidilir ve ondan sonra kalkılır ve iki secde yapılır. İkinci rekât da birinci rekât gibi yerine getirildikten sonra, iki secde yapılır ve teşehhüt okunup namazın selâmı verilir.
1509- Âyat namazının birinci rekâtında Fatiha ve surenin beş defa okunarak, ikinci rekâtında ise bir Fatiha ve bir surenin beşe bölünerek kılınmasının mahzuru yoktur.
1510- Günlük namazlarla ilgili farz ve müstehaplar, â-yat namazında da farz ve müstehaptır. Fakat âyat namazında ezan ve ikamet yerine üç defa sevap ümit edilerek "Es-selâh" denilmesi müstehaptır.
1511- Beşinci ve onuncu rükûdan sonra "Semi‘ellahu limen hemideh" demek, her rükûdan önce ve sonra tekbir almak müstehaptır.
1512- İkinci, dördüncü, altıncı, sekizinci ve onuncu rükûlardan önce kunut okumak müstehaptır. Ama sadece onuncu rükûdan önce bir kunut okumak da yeterlidir.
1513- Âyat namazında kaç rekât kılındığından şüphe edilir ve herhangi bir tarafa karar verilemezse, namaz batıl olur.
1514- Birinci rekâtın son rükûsu mu, yoksa ikinci rekâtın ilk rükûsu mu diye şüpheye düşülür ve herhangi birine de karar verilemezse, namaz batıl olur. Fakat örneğin, rükûyu dört mü, beş mi yaptığından şüphe eder ve secdeye gitmek için de eğilmemiş olursa, şüphelenilen rükû yerine getirilmelidir. Ama eğer secdeye gitmek için eğilmiş olursa, şüpheye itina edilmemelidir.
1515- Âyat namazının rükûlarından her biri, birer rükündür; dolayısıyla kasten veya yanlışlıkla eksik veya fazla yapılırsa, namaz batıl olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder