1491- Kılınma şekli ileride açıklanacak olan
âyat namazı dört şeyden dolayı farz olur:
1) Güneş tutulması -kısmen olup hiç kimse korkmasa da-
2) Ay tutulması -kısmen olup hiç kimse korkmasa da-
3) Deprem -kimse korkmasa bile-
4) Gök gürültüsü, şimşek çakması, kara ve kızıl rüzgârların
esmesi ve benzeri şeyler. Elbette halkın genelinin korkuya düştüğü takdirde,
farz ihtiyat gereği bu gibi hadiselerde âyat namazı kılınmalıdır.
1492- Âyat namazını gerektiren birden fazla olay
gerçekleşirse, onların her birisi için bir âyat namazı kılınmalıdır. Meselâ,
hem güneş tutulur, hem de deprem olursa, iki âyat namazı kılınmalıdır.
1493- Bir kimsenin üzerine hepsi aynı sebebe
dayanan bir kaç âyat namazı farz olursa, meselâ, üç defa güneş tutulur; ancak
hiçbirinin namazını kılmamışsa, kazasını kılarken hangisini hangi tutuluştan
dolayı kıldığını ayırt etmesi gerekmez. Yıldırım düşmesi, kara ve kızıl
yellerin esmesi vb. sebepler için bir kaç âyat namazı farz olmuşsa, aynı hüküm
geçerlidir. Fakat güneş ve ay tutulması ve depremden dolayı veya bunlardan
ikisi için, üzerine namaz farz olmuşsa, farz ihtiyat gereği niyet ederken
hangisi için âyat namazı kılacağını belirtmesi gerekir.
1494- Âyat namazını gerektiren şeyler hangi
şehirde meydana gelirse, sadece oranın halkı âyat namazı kılmalıdır; başka
yerlerin halkına farz olmaz. Fakat o şehirle bir sayılabilecek kadar yakın olan
yerlerin halkına âyat namazı farz olur.
1495- Güneş veya ay tutulmaya başladığı andan
itibaren insan âyat namazını kılmalıdır. Farz ihtiyat gereği, açılmaya başlayıncaya
kadar namaz geciktirilmemelidir.
1496- Âyat namazı güneş veya ay açılmaya
başladığı ana kadar ertelenirse, farz ihtiyat gereği eda veya kaza niyeti
edilmemelidir. Fakat tamamen açılmalarından sonra, âyat namazı kılınırsa, kaza
olarak niyet edilmelidir.
1497- Güneş veya ayın tutulma müddeti bir rekât
kılınacak vakitten fazla olur ve de namaz kılınmaz; ancak açılmaya başlamasına
bir rekâtlık süre kaldığında kılınmak istenirse, eda niyeti yapılmalıdır. Hatta
eğer onların tutulma müddeti bir rekât kadar bile olsa, farz ihtiyat gereği
âyat namazı eda olarak kılınmalıdır.
1498- Deprem, yıldırım, şimşek ve benzerleri
meydana geldiği zaman, âyat namazı hemen kılınmalıdır; kılınmaz-sa günah
işlenmiş olur ve ömrün sonuna kadar kılınması farzdır; ne zaman kılınırsa, eda
sayılır.
1499- Ay veya güneş açıldıktan sonra hepsinin
tutulduğu anlaşılırsa, âyat namazı kaza edilmelidir. Fakat bir miktarının
tutulmuş olduğu anlaşılırsa, kaza edilmesi farz değildir.
1500- Ayın veya güneşin tutulduğunu söyleyen bir
grup insanın sözünden insan yakine ermez ve âyat namazı kılmaz; ancak daha
sonra doğru söyledikleri anlaşılırsa, ay veya güneşin tamamı tutulmuş olduğu
takdirde, âyat namazını kılmalıdır. Yine adil oldukları belli olmayan iki kişi
ay veya güneşin [tamamının] tutulduğunu söyler; ancak sonradan adil oldukları
anlaşılırsa, âyat namazı kılmalıdır. Hatta bu farzda bir kısmının tutulduğu
anlaşılırsa, farz ihtiyat gereği âyat namazı kılmalıdır.
1501- İnsan ilmi kurallara dayanarak güneş veya
ayın tutulma vaktini bilen kimselerin sözüyle güneş ve ayın tutulduğuna kanaat
getirirse, farz ihtiyat gereği âyat namazını kılmalıdır. Yine filan vakit güneş veya ay tutulacak ve şu kadar zaman
sürecek deseler ve insan da onların sözüne güvenirse, farz ihtiyat gereği
onların sözüne göre amel etmelidir. Meselâ, güneş falan saatte açılmaya
başlayacaktır derlerse, ihtiyat ederek namazı o vakte kadar geciktirmemelidir.
1502- Kılınan âyat namazının batıl olduğu
anlaşılırsa, ikinci kez kılınmalıdır; vakit geçmişse, kaza edilmelidir.
1503- Günlük namazların vaktinde insanın üzerine
â-yat namazı da farz olursa, eğer her ikisine de müsait vakit olursa,
istediğini önce kılabilir. Eğer birisinin vakti dar ise, önce vakti dar olanı
kılmalıdır; eğer her ikisi için de vakit dar ise, önce günlük namazını
kılmalıdır.
1504- Günlük namaz kılınırken âyat namazının
vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, günlük namazın da vakti darsa, tamamlanıp
sonra âyat namazının kılınması gerekir. Günlük namazının vakti dar değilse,
bozulup önce âyat namazı sonra günlük namazı kılınmalıdır.
1505- Âyat namazı kılınırken günlük namazın
vaktinin dar olduğu anlaşılırsa, âyat namazı terk edilip günlük namazı
kılınmalıdır. Günlük namazın peşinden namazı bozacak bir iş yapılmadan âyat
namazına kalınan yerden devam edilmelidir.
1506- Kadın hayız veya nifas hâlindeyken güneş
veya ay tutulur; güneş ve ayın açılma müddetinin sonuna kadar kadının durumu
devam ederse, üzerine âyat namazı farz olmaz; kazası da yoktur.
1507- Âyat namazı iki rekâttır ve her rekâtında
beş rükû vardır. Kılınma şekli şöyledir: Niyet edildikten sonra tekbir alınır
ve bir Fatiha ve bir sure tam olarak okunur. Rükûya gidilir ve rükûdan
kalkılır. Yine bir Fatiha ve bir sure okunarak tekrar rükûya gidilir; bu iş beş
defa tekrarlanır, beşinci rükûdan doğrulduktan sonra iki secde yapılır, ayağa
kalkılıp ikinci rekât da birinci rekât gibi kılınır; teşehhüt okunup selâm
verilir.
1508- Âyat namazında; niyet, tekbir ve
Fatiha'dan sonra bir surenin ayetleri beşe bölünüp, bir ayet veya daha fazlası
okunup rükûya gidilebilir. Rükûdan kalktıktan sonra, Fatiha okunmadan o surenin
sonraki ayeti okunup rükûya gidilir. Beşinci rükûya kadar bu şekilde devem
edilerek beşinci rükûdan önce okunan sure bitirilir. Meselâ, İhlâs Suresi'nin
o-kunması kastıyla "Bismillahirrehmanirrehim" denilir
ve rü-kûya gidilir; sonra kalkılır ve "Kul huvellahu ehed" denilip
ikinci kez rükûya gidilir; rükûdan kalkılır ve "Ellah'us-se-med"denilir.
Yine rükûya gidilip kalkılır ve "Lem yelid ve lem yûled" denilir
ve rükûya gidilir, tekrar kalkılır ve "Ve lem yekun lehu kufuven
ehed." denilip beşinci rükûya gidilir ve ondan sonra kalkılır ve
iki secde yapılır. İkinci rekât da birinci rekât gibi yerine getirildikten
sonra, iki secde yapılır ve teşehhüt okunup namazın selâmı verilir.
1509- Âyat namazının birinci rekâtında Fatiha ve
surenin beş defa okunarak, ikinci rekâtında ise bir Fatiha ve bir surenin beşe
bölünerek kılınmasının mahzuru yoktur.
1510- Günlük namazlarla ilgili farz ve
müstehaplar, â-yat namazında da farz ve müstehaptır. Fakat âyat namazında ezan
ve ikamet yerine üç defa sevap ümit edilerek "Es-selâh" denilmesi
müstehaptır.
1511- Beşinci ve onuncu rükûdan sonra "Semi‘ellahu
limen hemideh" demek, her rükûdan önce ve sonra tekbir almak
müstehaptır.
1512- İkinci, dördüncü, altıncı, sekizinci ve
onuncu rükûlardan önce kunut okumak müstehaptır. Ama sadece onuncu rükûdan önce
bir kunut okumak da yeterlidir.
1513- Âyat namazında kaç rekât kılındığından
şüphe edilir ve herhangi bir tarafa karar verilemezse, namaz batıl olur.
1514- Birinci rekâtın son rükûsu mu, yoksa
ikinci rekâtın ilk rükûsu mu diye şüpheye düşülür ve herhangi birine de karar
verilemezse, namaz batıl olur. Fakat örneğin, rükûyu dört mü, beş mi
yaptığından şüphe eder ve secdeye gitmek için de eğilmemiş olursa, şüphelenilen
rükû yerine getirilmelidir. Ama eğer secdeye gitmek için eğilmiş olursa,
şüpheye itina edilmemelidir.
1515- Âyat namazının rükûlarından her biri,
birer rükündür; dolayısıyla kasten veya yanlışlıkla eksik veya fazla yapılırsa,
namaz batıl olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder