21 Temmuz 2012 Cumartesi

CENAZE NAMAZIYLA İLGİLİ HÜKÜMLER

594- Çocuk bile olsa, Müslüman bir ölünün namazını kılmak, farzdır. Ancak çocuğun baba-anası veya onlardan birisi Müslüman olmalı ve çocuk da altı yaşını tamamlamalıdır.
595- Cenaze namazı; yıkama, hanut koyma ve kefenleme işi bittikten sonra kılınmalıdır. Bu işlerden önce veya bunların arasında kılınan cenaze namazı, ister unutkanlık, ister şer'î hükmü bilmemek yüzünden olsun, yeterli değildir.
596- Cenaze namazı kılmak isteyen kimsenin abdest, gusül veya teyemmüm almış olması ve yine beden ve elbisesinin temiz olması gerekmez; elbisesi gasp edilmiş bile olsa, sakıncası yoktur. Ancak diğer namazlarda gerekli olan her şeye bu namazda da riayet etmek, müstehap ihtiyata uygundur.
597- Cenaze namazı kılan kimse, kıbleye yönelmelidir. Yine cenaze sırt üstü, baş tarafı namaz kılanın sağına ve ayakları ise soluna gelecek şekilde karşısına konulmalıdır.
598- Namaz kılanın yeri, cenazenin bulunduğu yerden çok aşağı ve çok yukarı olmamalıdır. Ancak biraz alçak veya yüksek olmasının sakıncası yoktur.
599- Namaz kılan, cenazeden uzak olmamalı; ama cena-ze namazını cemaatle kılan kimsenin cenazeden uzak olmasının saflar birbirine bağlı olduğu takdirde, sakıncası yoktur.
600- Namaz kılan, cenazenin karşısında durmalı; ama eğer namaz cemaatle kılınır ve saf cenazenin iki tarafından geçerse, cenazenin karşısında olmayanların namazının sakıncası yoktur.
601- Cenazeyle namaz kılan arasında perde, duvar veya benzeri bir şey bulunmamalıdır. Ama cenazenin tabut ve benzeri bir şeyde olmasının sakıncası yoktur.
602- Namaz kılınırken cenazenin avret yerinin örtülü olması gerekir. Eğer onu kefenlemek mümkün değilse, avret yeri tahta, tuğla veya benzeri bir şeyle de olsa, örtülmelidir.
603- Cenaze namazı ayakta ve kurbet (=Allah'a yaklaşma) kastıyla kılınmalıdır. Niyet edilirken ölü belirtilmeli, meselâ, "Allah rızası için şu ölünün namazını kılıyorum" diye niyet edilmelidir.
604- Cenaze namazını ayakta kılabilecek bir kimse bulunmazsa, oturarak kılınabilir.
605- Ölü, cenaze namazını belirli bir şahsın kılmasını vasiyet etmişse, farz ihtiyat gereği o şahıs, ölünün velisinden izin almalı ve farz ihtiyat gereği veli de izin vermelidir.
606- Ölü için birkaç defa cenaze namazı kılmak mekruhtur. Ama ölen ilim ve takva ehlinden olursa, mekruh olmaz.
607- Bilerek veya unutularak veya bir özür sebebiyle namazı kılınmayarak gömülen ya da gömüldükten sonra, kılınan namazın batıl olduğu anlaşılan cenazenin cesedi dağılıncaya kadar cenaze namazı için açıklanan şartlara uyularak, kabri üzerinden ona namaz kılınması, farzdır.

Cenaze Namazı

608- Cenaze namazı beş tekbir alınarak kılınır. Namaz kılan kimse, beş tekbiri açıklanacak şekilde alırsa yeterlidir. Niyet ettikten ve birinci tekbiri aldıktan sonra şöyle der:     ( اَشْهَدُ اََنْ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ وَ اَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللّهِ )
"Eşhedu enla ilâhe illellah ve enne Muhemmeden Resûlullah"[15]
İkinci tekbirden sonra ise: (اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ ) "Ellahumme selli ‘ela Muhemmedin ve âl-i Muhemmed."[16]
Üçüncü tekbirden sonra da:)    اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ) "Ellahummeğfir li'l-mû'minîne ve'l-mû'minât."[17]
Dördüncü tekbiri aldıktan sonra, ölen insan erkek ise:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِهَذَا الْمَيِّتِ ) "Ellahummeğfir lihaze'l-meyyit."[18]
Ve eğer ölen kimse kadın ise: ( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِهَذِهِ الْمَيِّتِ ) "Ella-hummeğfir lihazihi'l-meyyit."[19] der ve sonra beşinci tekbiri alır.
Ancak cenaze namazını şu şekilde kılmak, daha iyidir. Şöyle ki: Birinci tekbirden sonra şöyle der:
اَشْهَدُ أنْ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَ اَشْهَدُ اََنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولُهُ اَرْسَلَهُ بِالْحَقِّ بَشِيراً وَ نَذِيراً بَيْنَ يَدَىِ السَّاعَةِ
Okunuşu: "Eşhedu enla ilâhe illellahu vehdehu la şerîke leh, ve eşhedu enne Muhemmeden ‘ebduhu ve Resûluh, erse-lehu bi'l-hekki beşîren ve nezîren beyne yedeyi's-sâ‘e."[20]
İkinci tekbirden sonra ise:
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَارْحَمْ مُحَمَّداً وَ آلَ مُحَمَّدٍ كَاَفْضَل ِمَا صَلَّيْتَ وَ بَارَكْتَ وَ تَرَحَّمْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَ آلِ اِبرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ وَ صَلِّ عَلَى جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصِّدِّيقِينَ وَ جَمِيع ِعِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ
Okunuşu: "Ellahumme selli ‘ela Muhemmedin ve âl-i Mu-hemmed, ve barik ‘ela Muhemmedin ve âl-i Muhemmed, ver-hem Muhemmeden ve âl-e Muhemmed, keefżeli ma selleyte ve barekte ve terehhemte ‘ela İbrahîme ve âl-i İbrahîm. İnneke he-mîdun mecîd. Ve selli ‘ela cemî‘il enbiyâi ve'l-murselîne ve'ş-şuhedâi ve's-siddîkîne ve cemî‘i ‘ibadillah'is-salihîn."[21]
Üçüncü tekbirden sonra ise:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ تَابِـعْ بَيْنَنَا وَ بَيْنَهُمْ بَالْخَيْرَاتِ اِنَّكَ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ اِنَّكَ عَلَىكُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
Okunuşu: "Ellahummeğfir li'l-mû'minîne ve'l-mû'minat, ve'l-muslimîne ve'l-muslimat, el-ehyâi minhum ve'l-emvat. Tabi‘' bey-nena ve beynehum bi'l-heyrat. İnneke mucîb'ud-de‘evat. İnneke ‘ela kulli şey'in kedîr."[22]
Dördüncü tekbirden sonra, ölen insan erkek ise şöyle der:
اَللَّهُمَّ اِنَّ هَذَا عَبْدُكَ وَابْنُ عَبْدِكَ وَابْنُ اَمَتِكَ نَزَلَ بِكَ وَ اَنْتَ خَيْرُ مَنْزُولٍ بِهِ اَللَّهُمَّ اِنَّا لاَ نَعْلَمُ مِنْهُ اِلاَّ خَيْراً وَ اَنْتَ اَعْلَمُ بِهِ مِنَّا اَللَّهُمَّ اِنْ كَانَ مُحْسِناً فَزِدْ فِى اِحْسَانِهِ وَ اِنْ كَانَ مُسِيئاً فَتَجَاوَزْ عَنْهُ وَاغْفِرْ لَهُ اَللَّهُمَّ اجْعَلْهُ عِنْدَكَ فِىاَعْلَى عِلِّيِّينَ وَاخْلُفْ عَلَى اَهْلِهِ فِىالْغَابِرِينَ وَارْحَمْهُ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
Okunuşu: "Ellahumme inne haza ‘ebduke vebnu ‘ebdike vebnu emetike, nezele bike ve ente heyru menzûlin bih. Ellahumme inna la ne‘'lemu minhu illa heyren ve ente e‘'lemu bihi minna. Ellahumme in kane muhsinen fezid fî ihsanihi ve in kane musîen fetecavez ‘enhu veğfir leh. Ellahummec'‘elhu ‘indeke fî e'‘la ‘illiyyîne, vehluf ‘ela ehlihi fi'l-ğabirîne, verhemhu birehmetike ya erhem'er-rahimîn."[23]
Ölü, kadın ise şöyle der:
اَللَّهُمَّ اِنَّ هذِهِ اَمَتُكَ وابْنَةُ عَبْدِكَ وَابْنَةُ اَمَتِكَ نَزَلَتْ بِكَ وَ اَنْتَ خَيْرُ مَنْزُولٍ بِهِ. اَللَّهُمَّ اِنَّا لاَنَعْلَمُ مِنْهَا اِلاَّ خَيْراً وَ اَنْتَ اَعْلَمُ بِهَا مِنَّا، اَللَّهُمَّ اِنْ كَانَتْ مُحْسِنَةً فَزِدْ فِىاِحْسَانِهَا وَ اِنْ كَانَتْ مُسِيئَةً فَتَجَاوَزْ عَنْهَا وَاغْفِرْ لَهَا، اَللَّهُمَّ اجْعَلْهَا عِنْدَكَ فِىاَعْلَىعِلِّيِّينَ وَاخْلُفْ عَلَىاَهْلِهَا فِىالْغَابِرِينَ وَارْحَمْهَا بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
Okunuşu: "Ellahumme inne hazihi emetuke vebnetu ‘ebdi-ke vebnetu emetike, nezelet bike ve ente heyru menzûlin bih. Ellahumme inna la ne‘'lemu minha illa heyren ve ente e‘'lemu biha minna. Ellahumme in kanet muhsineten fezid fî ihsaniha ve in kanet musîeten fetecavez‘enha veğfir leha. Ellahummec'‘el-ha ‘indeke fî e‘'la ‘illiyyîne vehluf ‘ela ehliha fi'l-ğabirîne, verhem-ha birehmetike ya erhem'er-rahimîn."[24]
Dördüncü tekbiri müteakip beşinci tekbir alınır [beşin-ci tekbirle namaz son bulur].
609- Tekbirler ve dualar namaz hâlinden çıkmayacak şekilde peş peşe olmalıdır.
610- Cenaze namazını cemaatle kılan kimse, tekbirleri alıp duaları da kendisi okumalıdır [imamın okumasıyla yetinilmez].

Cenaze Namazıyla İlgili Müstehaplar

611- Cenaze namazında birkaç şey müstehaptır:
1) Cenaze namazı kılan kimsenin abdest veya gusül veyahut teyemmüm almış olması. Abdest ve gusül almak mümkün olmadığı veya abdest veya gusül alındığında cenaze namazına yetişilmeyeceğinden korkulduğu takdirde, teyemmüm edilmesi müstehap ihtiyattır.
2) Cemaat imamının veya yalnız olarak ona namaz kılan kimsenin, ölü erkek ise, boyunun ortası karşısında ve eğer kadın ise, göğsü hizasında durması.
3) Yalın ayak namaz kılınması.
4) Her tekbirde ellerin kaldırılması.
5) Ölü ile arasındaki mesafenin, rüzgâr elbisesini hareket ettirdiği takdirde cenazeye değecek miktarda az olması.
6) Cenaze namazının cemaatle kılınması.
7) Tekbir ve duaları, cemaat imamının yüksek sesle ve ona uyanların ise sessiz okumaları.
8) Cemaat namazında imama uyacak olanın bir tek kişi bile olsa, imamın arkasında durması.
9) Namaz kılanın, ölüye ve müminlere çok dua etmesi.
10) Namazdan önce üç defa "es-salât" demesi.
11) Cenaze namazının, halkın cenaze namazı için genellikle gittiği yerde kılınması.
12) Âdet gören kadının, cenaze namazını cemaatle kılmak istediği takdirde tek başına bir safta yer alması.
612- Cenaze namazının camilerde kılınması, mekruhtur; ama Mescid-i Haram'da mekruh değildir.



CENAZELERİN KABİRLERE KONULMASIYLA İLGİLİ HÜKÜMLER

613- Cenazeyi, toprağa kokusu dışarı çıkmayacak ve yırtıcı hayvanların cesedi çıkaramayacakları şekilde gömmek farzdır. Eğer yırtıcı hayvanın onu çıkarması korkusu olmaz ve yine o çevrede kokudan rahatsız olacak bir insan bulunmazsa, sadece "toprağa gömüldü" denilecek şekilde gömülmesinin yeterli oluşu en güçlü görüştür. Ancak kabrin biraz önce açıklanan miktarda derin olması, müstehap ihtiyata uygundur. Yırtıcı hayvanın cesedi çıkarma ihtimali varsa kabrin, tuğla ve benzeri şeyle sağlam yapılması gerekir.
614- Cenazeyi toprağa gömmek mümkün olmazsa, göm-mek yerine bir binaya veya tabuta konulabilir.
615- Cenaze kabirde, ön tarafı kıbleye gelecek şekilde sağ tarafı üzerine yatırılmalıdır.
616- Gemide ölen bir kimse, gemide kalmasının bir sakıncası olmaz ve bekletilmesi ile de bozulmazsa, karaya çıkarılıncaya kadar bekletilmeli ve toprağa gömülmelidir. Aksi takdirde, gemide yıkanır, hanut bırakılır; kefenlenir ve cenaze namazı kılındıktan sonra, ya ayağına ağır bir şey bağlanarak ya da bir fıçıya bırakılıp ağzı kapatılarak denize atılmalıdır. Mümkün olduğu takdirde, hayvanlara çabuk yem olmayacağı bir yerde denize atılmalıdır.
617- Düşmanın, kabri açıp cesedi çıkarmasından ve kulağını, burnunu veya başka organlarını keseceğinden korkulduğunda, mümkün olduğu takdirde önceki hükümde açıklandığı üzere, denize atılmalıdır.
618- Cenazenin denize atılma veya gerekiyorsa mezarının sağlam yapılması gibi masraflar, ölünün geriye bıraktığı malın aslından alınmalıdır.
619- Kâfir bir kadın ölür ve karnında ölü bir çocuk bulunursa, çocuğun babası Müslüman olduğu takdirde, çocuğun kıbleye yönelik olması için kadın sol tarafı üzerine ve arkası kıbleye gelecek şekilde yatırılmalıdır. Hatta farz ihtiyat gereği, çocuğun bedenine ruh girmemiş olsa da, bu hükme göre amel edilmelidir.
620- Müslümanın, kâfir mezarlığına ve kâfirin de Müslüman mezarlığına gömülmesi, caiz değildir.
621- Müslümanın çöp ve pislik dökülen yerler gibi kendisine saygısızlık sayılacak yerlere gömülmesi, caiz değildir.
622- Cenaze, gasp edilmiş bir yere gömülmemelidir. Cenaze gömülmesi dışında başka amaçlar için vakfedilmiş yere ve yine Müslümanlara zarar verecek veya namazlarına engel olacak ise, camilere cenaze gömülmesi, caiz değildir. Hatta bize göre, camide hiç bir surette ve cami gibi bu iş dışında başka amaçlar için vakfedilen yerlere cenaze defnetmenin caiz olmayışı, en güçlü görüştür.
623- Ölüyü başka bir ölünün kabrine gömmek, kabrin açılmasına sebep olacaksa, caiz değildir.
624- Ölüden ayrılan şeyler kıl, tırnak ve diş bile olsa, onunla birlikte gömülmelidir. Eğer kabrin açılmasını gerektiriyorsa, ayrı olarak gömülmesi ihtiyata uygundur. İnsandan diri iken ayrılan tırnak ve dişin gömülmesi, müs-tehaptır.
625- Kuyuda ölen birisinin çıkarılması mümkün olmazsa, kuyu kapatılıp ona mezar yapılmalıdır. Kuyu başkasının malı olursa, herhangi bir yolla sahibinin rızası alınmalıdır.
626- Çocuk ana rahminde ölür ve orada kalması anne için tehlikeli olursa, en basit yöntemle dışarı çıkarılmalıdır. Hatta çocuğun parça parça edilmesini gerektirirse, sakıncası yoktur. Ancak bunu, becerebilen kocası veya bir kadın yapmalıdır; mümkün olmazsa, bu işte tecrübesi olan mahrem bir erkek, eğer o da olmazsa, işi becerebilen nâmahrem bir erkek yapmalıdır. Bunların hiç birisi olmazsa, o zaman işin ehli olmayan bir kimse bunu yapabilir.
627- Anne ölür ancak karnındaki çocuk diri olursa, çocuğun sağ kalacağına ümit olmasa bile önceki hükümde açıklanan kimseler vasıtasıyla, çocuk sağ çıkabileceği bir yerden çıkarılmalı ve yeniden dikilmelidir. Ama, çocuğun sağlam çıkarılmasında sağ ve sol taraftan çıkarılmasının herhangi bir etkisi olmazsa, farz ihtiyat gereği, sol taraftan çıkarılmalıdır.

Cenazelerin Gömülmesiyle İlgili Müstehaplar

628- Allah'ın rızasına uygun düşeceği ümit edilerek şu işlerin yapılması iyidir:
1) Kabrin, normal bir adam boyu kadar derin kazılması.
2) Cenazenin, en yakın mezarlığa gömülmesi; ancak uzakta bulunan mezarlık iyi insanların gömülmüş olması veya halkın kabir ehline Fatiha okumak amacıyla oraya daha fazla gitmeleri gibi olumlu yönü olursa o başka.
3) Cenazenin kabre bir kaç arşın kala yere koyulması, üç defada yavaş yavaş kabre yaklaştırılması, her defasında yere bırakılıp kaldırılması ve dördüncü defada kabre konulması.
4) Ölü erkek ise, üçüncü defada baş tarafı mezarın aşağı tarafına gelecek şekilde yere koyulması ve dördüncü defada baş tarafından mezara koyulması; eğer ölü, kadın ise üçüncü defada mezarın kıble tarafına koyulması ve yanlamasına mezara indirilmesi ve kabre indirilirken kabrin üzerine bir perde çekilmesi.
5) Cenazenin, tabuttan yavaşça alınıp mezara koyulması.
6) Definden önce ve defin sırasında emredilen duaların okunması.
7) Cenaze mezara konulduktan sonra kefenin bağlarının çözülmesi.
8) Ölünün yüzünün toprağa bırakılması.
9) Ölünün başının altına topraktan bir yastık yapılması.
10) Arkası üzerine dönmemesi için ölünün arkasına pişmemiş toprak veya kesek koyulması.
11) Mezarı toprakla doldurulmadan önce sağ elle cenazenin sağ omzuna vurulması ve sol elle de sol omzundan sıkıca tutulması ve ağzın ölünün kulağına yaklaştırılarak şiddetle hareket ettirilmesi ve üç defa şöyle denilmesi:
اِسْمَعْ اِفْهَمْ يَا فُلاَنَ بْنَ فُلاَنٍ ) "İsme‘', ifhem ya fulanebne fulan."[25] Fulan yerine ölünün ve babasının ismi söylenilmelidir. Şöyle ki, eğer ölünün ismi Muhammed ve babasının ismi de Ali ise, üç defa şöyle denilmelidir: (اِسْمَعْ اِفْهَمْ يَا مُحَمَّدَ بْنَ عَلِىٍّ)  "İsme‘', ifhem ya Muhammed'ebne Ali."
Daha sonra da şöyle denilmelidir:
هَلْ اَنْتَ عَلَىالْعَهْدِ الَّذِى فَارَقْتَنَا عَلَيهِ مِنْ شَهَادَةِ اَنْ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَ اَنَّ مُحَمَّداً صَلَّىاللَّهُ عَلَيهِ وَ آلِهِ عَبْدُهُ وَ رَسُولُهُ وَ سَيِّدُ النَّبِيِّينَ وَ خَاتَمُ الْمُرْسَلِينَ وَ اَنَّ عَلِيّاً اَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ وَ سَيِّدُ الْوَصِيِّينَ وَ اِمَامٌ افْتَرَضَ اللَّهُ طَاعَتَهُ عَلَىالْعَالَمِينَ وَ اَنَّ الْحَسَنَ وَالْحُسَيْنَ وَ عَلِىَّ بْنَ الْحُسَيْنِ وَ مُحَمَّدَ بْنَ عَلِىٍّ وَ جَعْفَرَ بْنَ مُحَمَّدٍ وَ مُوسَىبْنَ جَعْفَرٍ وَ عَلِىَّ بْنمُوسَى وَ مُحَمَّدَ بْنَ عَلِىٍّ وَ عَلِىَّ بْنَ مُحَمَّدٍ وَالْحَسَنَ بْنَ عَلِىٍّ وَالْقَائِمَ الْحُجَّةَ الْمَهْدِىَّ صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ اَئِمَّةُ الْمُؤْمِنِينَ وَ حُجَجُ اللَّهِ عَلَىالْخَلْقِ اَجْمَعِينَ وَ اَئِمَّتُكَ اَئِمَّةُ هُدىً اَبْرَارٌ يَا فُلاَنَ بْنَ فُلاَنٍ
Okunuşu: "Hel ente ‘elel ‘ehdillezî farektena ‘eleyhi min şehadeti en la ilâhe illellahu vehdehu la şerîke lehu ve enne Muhemmeden sellallahu ‘eleyhi ve alihi ‘ebduhu ve resûluhu ve seyyid'un-nebiyyîne ve hatem'ul-murselîn. Ve enne ‘Eliyyen Emîr'- ul-Mû'minîne ve seyyid'ul-vesiyyîne ve imamun iftereżellahu ţa‘etehu ‘elel-‘âlemîn. Ve enne'l-Hesene ve'l-Huseyne ve ‘Eliy-yebnel Huseyni ve Muhemmedebne ‘Eliyyin ve Ce‘'ferebne Mu-hemmedin ve Musebne Ce‘'ferin ve ‘Eliyyebne Musa ve Mu-hemmedebne ‘Eliyyin ve ‘Eliyyebne Muhemmedin ve'l-Hesenebne ‘Eliyyin ve'l-Kâim'el-Huccet'el-Mehdiyye selevatullahi ‘eleyhim eimmet'ul-mû'minîne ve hucecullahi ‘ele'l-helki ‘ecme‘îne ve eimmetuke eimmetu huden ebrarun ya fulanebne fulan"[26]
Cümlelerin sonunda yer alan "fulanebne fulan" yerine ölen insanın ve babasının ismi söylenir. Daha sonra şunlar eklenir:
اِذَا اَتَاكَ الْمَلكَانِ الْمُقَرَّبَانِ رَسُولَيْنَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَ تَعَالَىوَ سَئَلاَكَ عَنْ رَبِّكَ وَ عَنْ نَبِيِّكَ وَ عَنْ دِينِكَ وَ عَنْ كِتَابِكَ وَ عَنْ قِبْلَتِكَ وَ عَنْ اَئِمَّتِكَ فَلاَ تَخَفْ وَ لاَ تَحْزَنْ وَ قُلْ فِىجَوَابِهِمَا اللَّهُ رَبِّىوَ مُحَمَّدٌ صَلَّىاللَّهُ عَلَيْهِ وَ آلِهِ نَبِيِّى وَاْلاِسْلاَمُ دِينِىوَالْقُرْآنُ كِتَابِىوَالْكَعْبَةُ قِبْلَتِىوَ اَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ عَلِىُّ بْنُ اَبِىطَالِبٍ اِمَامِىوَالْحَسَنُ بْنُ عَلىٍّ الْمُجْتَبَىاِمَامِى وَالْحُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ الْشَّهِيدُ بِكَرْبَلاَ اِمَامِىوَ عَلِىٌّ زَيْنُ الْعَابِدِينَ اِمَامِىوَ مُحَمَّدٌ الْبَاقِرُ اِمَامِىوَ جَعْفَرٌ الصَّادِقُ اِمَامِى، وَ مُوسَىالكَاظِمُ اِمَامِى، وَ عَلىٌّ الرِّضَا اِمَامِى، وَ مُحَمَّدٌ الْجَوَادُ اِمَامِى، وَ عَلىٌّ الْهَادِىاِمَامِىوَالْحَسَنُ الْعَسْكَرِىُّ اِمَامِىوَالْحُجَّةُ الْمُنْتَظَرُ اِمَامِىهؤُلاَءِ صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ اَجْمَعِينَ اَئِمَّتِىوَ سَادَتِىوَ قَادَتِىوَ شُفَعَائِى، بِهِمْ اَتَوَلَّىوَ مِنْ اَعْدَائِهِمْ اَتَبَرَّءُ فِىالدُّنْيَا وَاْلاَخِرَةِ. ثُمَّ اعْلَمْ يَا فُلاَنَ بْنَ فُلاَنٍ
Okunuşu: za etake'l-melekan'il-mukerrebani resûleyni min ‘indillahi tebareke ve te‘ala ve seelake ‘en rebbike ve ‘en nebiy-yike ve ‘en dînike ve ‘en kitabike ve ‘en kibletike ve ‘en eimme-tike fela tehef vela tehzen ve kul fî cevabihima: Ellahu rebbî ve Muhemmedun sellellahu‘eleyhi ve alihi nebiyyî ve'l-İslâmu dînî ve'l-Kur'ânu kitabî ve'l-Ke‘'betu kibletî ve Emîr'ul-Mû'minîne ‘Eliyyubnu Ebîtalibin imamî ve'l-Hesenubnu ‘Eliyyin'il-Mucteba imamî ve'l-Huseynubnu ‘Eliyyin, eş-şehîdu bi-Kerbelâ imamî ve ‘Eliyyun Zeynu'l-‘Abidîne imamî ve Muhemmedun el-Bakiru ima-mî ve Ce‘'ferun es-Sadiku imamî ve Musa el-Kazimu imamî ve ‘Eliyyun er-Riża imamî ve Muhemmedun el-Cevadu imamî ve ‘Eliyyun el-Hadî imamî ve'l-Hesen'ul-‘Eskeriyyu imamî ve'l-Huccet'ul-Muntezeru imamî. Hâulâi selevatullahi ‘eleyhim ‘ec-me‘îne eimmetî ve sadetî ve kâdetî ve şufe‘âî. Bihim etevella ve min e‘'dâihim eteberreu fi'd-dunya ve'l-ahireti, summe‘'lem ya fulanebne fulan."[27]
Yine cümlelerin sonundaki "fulanebne fulan" yerine ölen insanın ve babasının ismi söylenir ve şöyle devam edilir:
اَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَ تَعَالَى نِعْمَ الرَّبُّ وَ اَنَّ مُحَمَّداً صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ آلِهِ نِعْمَ الرَّسُولُ وَ اَنَّ عَلِىَّ بْنَ اَبِى طَالِبٍ وَ اَوْلاَدَهُ الْمَعْصُومِينَ اْلاََئِمَّةَ اْلاِِثْنَىْ عَشَرَ نِعْمَ اْلاََئِمَّةُ وَ اَنَّ مَا جَاءَ بِهِ مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ آلِهِ حَقٌّ وَ اَنَّ الْمَوْتَ حَقٌّ وَ سُؤَالَ مُنْكَرٍ وَ نَكِيرٍ فِى القَبْرِ حَقٌّ وَالْبَعْثَ حَقٌّ وَالنُّشُورَ حَقٌّ وَالصِّرَاطَ حَقٌّ وَالْمِيزَانَ حَقٌّ وَ تَطَايُرَ الْكُتُبِ حَقٌّ وَ اَنَّ الْجَنَّةَ حَقٌّ وَالنَّارَ حَقٌّ وَ اَنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ لاَ رَيْبَ فِيهَا وَ اَنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ مَنْ فِى الْقُبُورِ
Okunuşu: "Ennellahe tebareke ve te‘ala ni‘'me'r-rebbu ve enne Muhemmeden sellellahu ‘eleyhi ve alihi ni‘'me'r-resûlu ve enne ‘Eliyyebne Ebîţalibin ve evladehu'l-me‘'sûmîne el-eimmet'el- isna ‘eşere ni‘'me'l-eimmetu ve enne ma câe bihi Muhemmedun sellellahu ‘eleyhi ve alihi hekkun ve enne'l-mevte hekkun ve suale munkerin ve nekîrin fi'l-kebri hekkun ve'l-be‘'se hekkun ve'n-nuşûre hekkun ve's-siraţe hekkun ve'l-mîzane hekkun ve teţa-yur'el-kutubi hekkun ve enne'l-cennete hekkun ve'n-nare hekkun ve enne's-sa‘ete atiyetun la reybe fîha ve ennellahe yeb'‘esu men fi'l-kubûr."[28][28]
Daha sonra, "Efehimte ya fulan" der ve fulan kelimesi ye-rine ölen insanın ismini söyler. Daha sonra da şu duayı ekler:
ثَبَّتَكَ اللَّهُ بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ وَ هَدَاكَ اللَّهُ اِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ عَرَّفَ اللَّهُ بَيْنَكَ وَ بَيْنَ اَوْلِيَائِكَفِىمُسْتَقَرٍّ مِنْ رَحْمَتِهِ
Okunuşu: "Sebbetekellahu bi'l-kevli's-sabiti ve hedakellahu ila siraţin mustekîm. ‘Errefellahu beyneke ve beyne evliyâike fî mustekerrin min rehmetih."[29]
Son olarak şu duayı da okur:
اَللَّهُمَّ جَافِ اْلاَرْضَ عَنْ جَنْبَيْهِ وَاصْعَدْ بِرُوحِهِ اِلَيْكَ وَ لَقِّهِ مِنْكَ بُرهَاناً اَللَّهُمَّ عَفوَكَ عَفْوَك
Okunuşu: "Ellahumme cafi'l-erże ‘en cenbeyhi ves'‘ed birû-hihi ileyke ve lekkihi minke burhana. Ellahumme ‘efveke ‘efvek."[30]
629- Allah'ın rızasını kazanma ümidiyle cenazeyi kab-re koyan kimsenin taharetli (=abdest veya gusül almış ol-ması), başı açık, yalın ayak olması ve cenazenin ayakları tarafından kabirden çıkması ve ölünün akrabaları dışında orada bulunanların, ellerinin arkasıyla kabre toprak dökmeleri ve "İnna lillahi ve inna ileyhi raci‘ûn" [31] demeleri iyidir. Ölü kadın olursa, mahrem olanların ve eğer mahremi olmazsa akrabalarının onu kabre koymaları gerekir.
630- Allah'ın rızasını kazanma ümidiyle kabrin kare veya dikdörtgen şeklinde yapılması ve topraktan dört parmak kadar yükseltilmesi, yanlışlık olmaması için üzerine bir işaret konulması, kabir üzerine su serpilmesi, su serpildikten sonra orada bulunanların ellerini kabir üzerine koyarak parmaklarını açıp toprağa batırmaları ve yedi defa Kadir suresini okumaları ve ölü için Allah'tan bağış dilemeleri ve şu duayı okumaları iyidir:
اَللَّهُمَّ جَافِ اْلاَرْضَ عَنْ جَنْبَيْهِ وَاصْعَدْ اِلَيْكَ روُحَهُ وَ لَقِّهِ مِنْكَ رِضْوَاناً وَ اَسْكِنْ قَبْرَهُ مِنْ رَحْمَتِكَ مَا تُغْنِيهِ بِهِ عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ
Okunuşu: "Ellahumme cafil erże ‘en cenbeyhi, ves'‘ed iley-ke rûhehu ve lekkihi minke riżvana. Ve eskin kebrehu min reh-metike ma tuğnîhi bihi ‘en rehmeti men sivak."[32]
631- Cenazeyi takip edenler gittikten sonra, ölünün velisinin veya velisi tarafından izinli birisinin, emredilen duaları ölüye telkin etmesi, müstehaptır.
632- Definden sonra, ölü sahiplerine başsağlığı dileğinde bulunmak, müstehaptır. Ama üzerinden bir müddet geçer ve başsağlığı dilemek musibetin yenilenmesine ve hatırlatılmasına sebep olacaksa, terk edilmesi daha iyidir. Yine üç güne kadar ölünün ev halkına yemek ikram edilmesi müstehap, onların yanında ve evlerinde yemek yenilmesi, mekruhtur.
633- İnsanın, kendi yakınlarının özellikle çocuğunun ölümünde sabretmesi, ölüyü hatırlarken "İnna lillahi ve inna ileyhi raciûn"[33] demesi, ölü için Kur'ân okuması, ana ve ba-basının kabri başında Allah'tan istekte bulunması ve çabuk bozulmayacak şekilde kabri sağlam yapması müstehaptır.
634- Birisinin ölümünden dolayı, insanın kendi saçını başını yolması, yüzünü ve vücudunu yaralaması, caiz değildir.
635- Baba ve erkek kardeşin ölümü dışında yaka parçalamak, caiz değildir.
636- Erkek, karısının veya evladının ölümünde yakasını veya elbisesini parçalarsa veya kadın, ölünün mateminde kan gelecek şekilde yüzünü yırtar veya saçlarını yolarsa, ya bir köle azat etmeli, ya on fakiri doyurmalı veya onlara giysi giydirmelidir. Bunları yapamazsa, üç gün oruç tutmalıdır. Kan gelmemiş olsa da farz ihtiyat gereği, bu hükümler uygulanmalıdır.
637- Farz ihtiyat gereği, ölünün yasında yüksek sesle ağlanılmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder